İÇME SUYU SAVAŞLARI !
Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Melih Gökçek ile CHP ve yandaş solcu STK’lar arasında yaşanan Kızılırmak suyu polemiğinin, son haftada yön değiştirdiği görülmektedir.
Ankara’ya getirilen Kızılırmak suyunun kalitesi üzerinden yapılan polemik artık İzmir, dolayısı ile başta İstanbul olmak üzere; Sağlık bakanlığından yapılan “Türkiye’deki tüm içme suları üzerinde inceleme başlatılması” açıklaması ile tüm Türkiye sathına yayılmış bulunmaktadır.
Melih Gökçek ile CHP ve yandaş STK’lar arasındaki Kızılırmak suyunun kalitesi hakkındaki söz dalaşı, aslında Ankaralının içme suyunun kalitesini arttırma yönünde yapılan bir faydalı bir polemik olmadığı; olayın gidişatından anlaşılmaktadır.
Ankaralının Kızılırmak’tan sağlanan içme suyu değişmediği gibi, kalitesinin de şimdilik arttırılamayacağı bunun yanı sıra Ankara’nın içme suyu tarifesine zam yapıldığı gün gibi ortadadır. Bonus olarak, Kızılırmak suyunun gelmesi ile damacana suyuna para vermekten kurtulma ümidinde olan Ankaralının; bırakın para vermekten kurtulmayı, yemek yapmak için de kaynak suyu kullanması gerektiği iddia edilerek bütçesinden suya giden para miktarını daha da arttırması gerektiği iddia edilerek içme suyunda uyması zaruri bir gerçek daha ortaya çıkmıştır.
CHP ve yandaşı solcu STK’lar ile Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Melih Gökçek arasında yaşanan Kızılırmak suyu polemiğinin, Ankaralıya olan faturasının ağırlaşması yanında; Melih Gökçeğin yaptığı manevra ile bu fatura İzmir, İstanbul ve tüm Türkiye sathındaki vatandaşlara da yansıyacağı gözükmektedir.
Kızılırmak suyundaki, Arsenik oranı ve zararları artık tüm Türk insanının sorunu haline getirilmiştir. Dolayısıyla içme sularının kalitesinin arttırılmasının, Türkiye ve Türk insanının çözüm bekleyen bir meselesi olduğu artık kaçınılmaz bir realitedir.
Kızılırmak suyu hakkında başlatılan söz dalaşı aslında yaklaşan yerel seçimlerin hazırlığı olduğu bunun yanı sıra; İstanbul’da on beş yıldır var olan “damacana” kaynak suları tekelleşmesindeki “Pazar” kapma savaşının yansıması olduğu aşikârdır.
Nitekim Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Melih Gökçek yaptığı son basın toplantısında “damacana” suyu tekelleşmesini dile getirmiştir. Ancak bu konudaki “damacana”cılara yarayan faydalı girişimlerde kendisinin mi, yoksa CHP ve yandaşları solcu STK’ların mı sorumlu olduğu tartışılır!...
Melih Gökçeğin yaptığı, İzmir şehrinin içme sularındaki Arsenik miktarı ile ilgili açıklamaları ile beraber tüm Türkiye’ye yayılan; içme sularındaki şüphe dalgası, aslında “damacana” suyu tekelinin işine yarayacağa benzemektedir. Belki Melih Bey; solcuların, Ankara’nın içme suyu ile ilgili saldırılarından! Kurtulmak için böyle bir manevra yaparak işin içinden sıyrılmak istemiştir ancak parsayı! “damacana” tekeli toplayacaktır.
Kabak yine vatandaşın başına patlamıştır! Ankara’nın içme suyu üzerindeki siyasi söz dalaşı, hem Ankara hem tüm Türkiye sathına yaygınlaştırılarak vatandaşın cebinden kaynak suyu pazarlayan “tekel”lere yeni kaynaklar aktarılmasına imkân sağlamaktadır.
Ankara’nın içme suyu ile ilgili başlayan polemik ve gidişatında; Türkiye’deki içme suyu kalitesinde su üreten tek barajın Kocaeli’ndeki, Yuvacık barajında olduğu oysa bu standardın tüm Türkiye’deki barajlarda olması gerçeği dile getirilmemektedir.
Hayati bir madde olan içme sularının, vatandaş bütçesindeki yükünün hafifletilmesi için ne muhalefet ne de iktidar polemikcileri bu konuda söz dalaşı veya etkin girişimlerde bulunmamaktadırlar.
Ankara’nın Kızılırmak’tan sağladığı suyun kalitesinin arttırılmasında, yapılması öncelikli işlem olan ileri teknoloji gerektiren, yeni içme suyu arıtma tesisi projesi ne hükümet ne de Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Melih Gökçek tarafından dile getirilmemektedir.
Kızılırmak suyundaki Arsenik miktarının; Ankara’ya akan diğer içme suları ile paçal yapılarak düşürülmesi işleminin tartışılması esef vericidir. Ankaralı ve tüm Türk insanı kaynak suyu kalitesinde temiz ve ucuz su istemektedir. İktidar ve muhalefet ise yaklaşan yerel seçimlere rağmen “damacana” tekelinin işine yarayan “bulanık” suda söz dalaşı yapmakta ve vatandaşın aleyhinde gelişmeleri körüklemektedirler.
Cengiz Duman
Araştırmacı - Yazar |
