Samirî'nin Altın Buzağı Heykeli
Samirî'nin Altın buzağı heykeli



 
           Sâmirî’nin icat ettiği “Altın buzağı heykeli” hakkında bazı tefsirlerde yapılan yorumlarda; kadim Mısır toplumlarında bulunan boğa ve inek tanrıları,  Hathor ve Aphis, adı verilen putlar ve bunlara ibadet biçimlerinin; Mısır’da uzun süre ikamet eden İsrail oğulları tarafından özümsendiğini bu yüzden İsrail oğullarında puta tapıcılığa yatkınlık oluştuğunu belirtirler. “İsrailliler Mısır'da dört yüz otuz yıl yaşadı.”[xxii]
           Nitekim daha Mısır baskısından ve bu rejime ait kültürlerden sıyrılmadan, başlarında iki peygamber bulunduğu halde putçuluğu talep ettiklerini görmekteyiz.
”İsrail oğulları'nı denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: "Ey Musa, onların ilahları gibi, sen de bize bir ilah yap." O: "siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz" dedi. Onların içinde bulundukları şey (din) mahvolucudur ve yapmakta oldukları şeyler de geçersizdir.” [xxiii]
           Putperest kadim Mısır kültürünün putperestlik etkisinin, İsrail oğullarında başka şekillerde de tezahür ettiğini gözlemlemekteyiz. Allah’ı mücessem hale indirgeme, antropomorfizm.
“Bir zamanlar: Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız, demiştiniz de bakıp durur olduğunuz halde hemen sizi yıldırım çarpmıştı.”[xxiv]
“Onlar Musa'dan, bunun daha büyüğünü istemişler de, "Bize Allah'ı apaçık göster" demişlerdi.”[xxv]
           Heykelin buzağı şeklinde yapılmasının temel sebeplerinden bir tanesinin de; Kur’an’da, İbrahim kıssasında da anlatıldığı gibi, İbrahim’@in eve gelen misafirlerine buzağı ikram etmesi geleneğinden kaynaklandığı kanaatindeyiz.  İsrail oğullarının atası olan İbrahim döneminden beri buzağı kültürünün İsrail oğulları içersinde yerleştiği ve toplumun benliklerine işlediği anlaşılmaktadır. Bu yüzden Musa ve Harun ümmetini teşkil eden İsrail oğulları kavmi tarafından buzağı üzerinde bir değer veya kutsallık oluşturdukları aşikârdır.
           Türk kültüründe bunun benzeri bir yansıması bulunmaktadır. Gelen misafirlere, kuzu veya koyun ikram edilmesi Türk örf ve adetlerindendir. Ayrıca Türk kültür hayatının her safhasında kuyun ve kuzu motif ve düşüncelerinin yansımalarını görmek mümkündür.
“And olsun ki elçilerimiz (melekler) İbrahim'e müjde getirdiler ve: "Selam (sana)" dediler. O da: "(Size de) selam" dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.” [xxvi]
“Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir buzağı getirdi.”
“Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti.” [xxvii]
           Binaenaleyh İsrail oğullarının, ataları İbrahim peygamber zamanından beri devam ede gelen bu buzağı kültürü ve Mısır Pagan dininin boğa, inek tanrıları etkisi ile mezcedilmesi sonucu, Sâmirî’nin yaptığı heykelin, buzağı şeklinde ortaya çıkarıldığı kanaatindeyiz.
           Nitekim Sâmirî’nin, Kadim Mezopotamya kökenli olabileceği tezinin bir yansıması, yaptığı puta buzağı şeklini vermesi onun bu kökenlerinden gelen kültürde yatıyor olsa gerektir.
           Musa@ ve Harun’@un Tevhid’e çağrılarına rağmen, Musa’nın yokluğunda Sâmiri’nin yaptığı, buzağı heykeli putuna tapmaya başlarlar.
“Musa'nın arkasından kavmi, ziynet takımlarından, böğürebilen bir buzağı heykelini edindiler.” [xxviii]
           Altın buzağı heykelinin önemli bir özelliği de böğürebilmesiydi. Müfessirlerin bu hususta yaptıkları çeşitli yorumlara rağmen bu mevzunun aslını kavramamız mümkün değildir. Ancak böğürme işlevini, buzağı heykelinin canlı (hayat sahibi) olmasına bağlamak da mümkün değil ve yanlıştır.
“Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli (CESED) icat etti.”[xxix]
           Taha suresinde heykel olarak çevrilen “Ceseden” kelimesinin Kur’an’daki diğer ayetlerde kullanımlarına bakalım.
“Musa'nın arkasından kavmi, ziynet takımlarından, böğürebilen bir buzağı heykelini (ceset) edindiler.” [xxx]
“Biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer (cansız) ceset olarak yaratmadık.” [xxxi]
“And olsun biz Süleyman'ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü.”[xxxii]
            Dolayısı ile canlılık olmayan bir nesnenin böğürebilmesini bir takım teknik veya başka şeylere bağlamak mümkündür. Bu yüzden Sâmiri’nin ustalığı sayesinde, esen rüzgârlarda, buzağı heykeline verilen akustik veya aerodinamik yapı nedeniyle böğürme sesi çıkardığı şekilde yorumlar olmuş ise de bunlar fantezi düşünce ürünleri olmaktan ileriye gidemeyecektir.
            Aslolan buzağı putu cansızdır. Bu puta imalatçısı tarafından yapılan bir takım illüzyonlar o puta canlılık emareleri verse bile bunların kandırmacadan öte şeyler olmadığını Allah; kıssanın diğer ayetlerindeki akli delillerle İsrail oğulları ve dolayısı ile Kur’an muhataplarını uyarmaktadır.
“O şeyin, kendilerine hiçbir sözle mukabele edemeyeceğini, kendilerine ne bir zarar ne de bir fayda vermek gücünde olmadığını görmezler mi?”[xxxiii]
 “Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor ne de onlara yol gösteriyor?” [xxxiv] Diyerek onun cansızlığı ve hidayet yetisinin olmadığına vurgu yapmaktadır.                             
            Kur’an’ın, put ve putçuluğun yer aldığı diğer ayetlerinde de müşriklerin inançları ne olursa olsun; Allah putların fayda ve zarar vermeğe ve kendilerinden bir şey savmaya güçleri yetmeyen aciz ve cansız varlıklar olduğunu belirtmektedir.
“Allah'ı bırakıp da taptıkları (putlar), hiçbir şey yaratamazlar. Çünkü onlar kendileri yaratılmışlardır.”[xxxv]
“Allah'ı bırakıp da kendilerine göklerde ve yerde olan rızıktan hiçbir şey veremeyen ve buna asla güçleri yetmeyen şeylere (putlara) tapıyorlar.”[xxxvi]
“O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir.”[xxxvii]
“Allah'ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler.”
“Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler.”[xxxviii]
“(Kâfirler) O'nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.” [xxxix]
 “Siz Allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler.”[xl]
 
            Buzağı heykeli yapımında kullanılan mücevherat’ın kaynağı
 
            Kur’an, İsrail oğullarının Musa’@nın yokluğunda Harun peygamberin ikazlarına rağmen put olarak edindikleri buzağı heykelinin “ziynet takımlarından” yapıldığını beyan etmektedir. Tevrat’ta bu ziynet takımları ifadesinin açılımı vardır ve şöyle demektedir.
“Harun, "Karılarınızın, oğullarınızın, kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin" dedi.”
“Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp Harun'a getirdi”
“Harun altınları topladı,”[xli]
          Tevrat’ta, Harun peygamberin, buzağı heykeli yaptığının anlatıldığını ancak bunun doğru olmasının mümkün olmadığını dolayısı ile Tevrat metninde yapılan tahrifat dolayısı ile böyle bir garabetin, elimizdeki Tevrat metinlerinde yer aldığını daha önceki bölümde belirtmiştik. Bunu bir kenara bırakırsak Sâmiri’nin yaptığı buzağı heykelinin İsrail oğullarından toplanan altın mücevherlerle yapıldığını anlamaktayız.
          İşin bu aşamasında ilginç bir olayın gündeme getirilmesi gerekmektedir. Yine Tevrat’ta Çıkış kitabında yer alan bir anlatıma göre İsrail oğullarının buzağı heykelinin yapımı için Sâmirî’ye verdikleri altın mücevherlerin aslında kendilerinin malları değil, Mısır’dan çıkıştan evvel Kıptî’lerden, “Böylece İsrailliler onları soydular.” Tevrat’ın ifadesi ile kandırarak soydukları mücevherat olduğu anlaşılmaktır.
“İsrailliler Musa'nın dediğini yapmış, Mısır’lılardan altın, gümüş eşya ve giysi istemişlerdi.”
“RAB İsrailliler'in Mısır’lıların gözünde lütuf bulmasını sağladı. Mısırlılar onlara istediklerini verdiler. Böylece İsrailliler onları soydular.”[xlii]
           Hz. Musa ve Hz. Harun’un haberi olmadan Kıptî’lerden kandırarak topladıkları, daha doğrusu, Kıptî’leri dolandırarak edindikleri mücevherlerle; Allah’ın emirlerine aykırı olarak elde ettikleri haksız bu servetleri, Sâmiri vasıtası ile yine Allah’a isyan nesnesi, altın buzağı heykeline feda edilmiş oluyorlardı.
           Buradaki kurnazlık “Yahudi kurnazlığı” deyimi olarak yerleşen sözün gerçek halinin bir yansıması olsa gerektir.
           Yine Tevrat’tan alıntı yaptığımız bu ifadeler içindeki yapılan; Tevrat’ın ifadesince “Soygun”un emrini Musa peygamberin verdiğini belirten ifadeler; Tevrat’taki tahrifat’ın boyutu hakkında bizleri düşündürmelidir. Soyguncuların başının bir peygamber olması, bunun Tevrat metinlerinde yer alması Tevrat’ın tahrif boyutunu bir kez daha gündeme getirmektedir. Böyle tahriflerle yüklü Tevrat, nasıl insanları hidayete sevk edebilir?
 
 
 
Cengiz Duman
Araştırmacı-Yazar
 
 
Dipnotlar
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
[xxii] Tevrat; Çıkış, Bab 12/40 
[xxiii] Araf Suresi/138–139
[xxiv] Bakara suresi/55
[xxv] Nisa suresi/153
[xxvi] Hud suresi/69
[xxvii] Zariyat Suresi/26–27
[xxviii] Araf Suresi/148
[xxix] Taha suresi/88
[xxx] Araf suresi/148
[xxxi] Enbiya suresi/8
[xxxii] Sad suresi/34
[xxxiii]Taha suresi/89
[xxxiv] Araf suresi/148 
[xxxv] Nahl suresi/20
[xxxvi] Nahl suresi/73
[xxxvii] Fatır suresi/13
[xxxviii] Araf suresi/197,198
[xxxix] Furkan suresi/3
[xl] Ankebut suresi/17
[xli] Tevrat; Çıkış, Bab 32/2–4
[xlii] Tevrat; Çıkış, Bab 12/35–36

     CENGİZ DUMAN

        ARAŞTIRMACI -
                  YAZAR


B
İRİNCİ BASKISI, 2011, İKİNCİ BASKISI
 
2015 YILINDA EKİN YAYINLARI TARAFINDAN
YAYINLANAN, KUR’ÂNKISSALARININ TARİHSELLİĞİ;
2013 YILINDA PINAR 
YAYINLARI TARAFINDAN YAYINLANAN,
KUR’ÂN 
PERSPEKTİFİNDEN ÜÇ KRAL İKİ PEYGAMBER;
2015 YILINDA SÜLEYMANİYE VAKFI YAYINLARI
TARAFINDAN YAYINLANAN,   KUR’ÂN PERSPEKTİFİNDEN
 ZÜLKARNEYN VE YE’CÛC ME’CÛC, İSİMLİ ÜÇ KİTABIN
YANISIRA; İNTERNET ORTAMI ÜZERİNDEN YAYINLANAN
 “DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL” VE
 “MECUSİLİK/ZERDÜŞTLÜK DİNİ” İSİMLİ İKİ E-KİTAB’LARIN
YAZARIDIR. KUR’ÂN-I KERÎM KONULARI, KUR’ÂN KISSALARI
 VE TEVRÂT - İNCÎL KISSALARI BAĞLAMI ÜZERİNDEKİ ÇOK
 YÖNLÜ ARAŞTIRMALARI, TÜRKİYE’DEKİ ÖNDE GELEN
İSLÂMİ DERGİLER VE İNTERNET ÜZERİNDEKİ ÇEŞİTLİ
İSLÂMİ WEB SİTELERİNDE HALEN YAYINLANMAKTADIR.
AYNI ZAMANDA “WWW.KURANKİSSALARİ.COM“ VE
 “WWW.KURANKİSSALARİ.TR.GG” WEB SİTELERİ
MODERATÖRLÜĞÜNÜ SÜRDÜRMEKTEDİR.
 
* KİTAP *  




*E-KİTAP*


 
 
 
DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL

Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol