YUNUS PEYGAMBERİ BALIK MI, ASUR HAPİSANESİ Mİ YUTTU?
YUNUS PEYGAMBERİ BALIK MI, ASUR HAPİSANESİ Mİ YUTTU?
 
 
   


 
 
 
            Bülent Şahin Erdeğer kardeşimizin "Düşünce platformu"nda yayınlanan; "Eliaçık ve Rasyonel Mucizeleri-2" başlıklı makalesi dolayısıyla bu yazıyı kaleme almaktayız.
İhsan Eliaçık hoca'mızın "Yaşayan Kur'an" adlı meal-tefsirinden, olumsuz addediği bazı konularla ilgili değerlendirme ve eleştirmelerde bulunan,Bülent Şahin Erdeğer kardeşimizin, Kur'an kıssaları konusundaki haklı ve yerinde uyarılarından ve engin bilgi birikiminden dolayı tebrik ediyorum.
Düşünce platformunda yayınlanan " Eliaçık ve Rasyonel Mucizeleri-2" yazısına okuyucuların birçok yorumda bulundukları görülmektedir. Anlaşılıyor ki, Bülent kardeşimizin yazısı ses getirmiş ve bu hususta bir tartışma ortamı doğmuştur. Bu vesile ile tartışmaya katkıda olması ve konunun geniş olarak değerlendirilmesi açısından bilhassa Yunus kıssası ile ilgili görüşlerimizi arz edeceğiz. Bu konuda hazırladığımız "Kur'an ve Tevrat kitaplarına göre Yunus kıssası" başlıklı incelememiz, İnşaallah "Haksöz" dergisinde yayınlandığında daha detaylı tartışma ve değerlendirme imkânı buluruz.
İhsan Eliaçık hocamızın "Yunus –balık" mucizesi hakkındaki rasyonalist yorum şöyledir: “Asurluların başkenti Ninova’da her tarafı balık figürleriyle dolu, mühürlerine Dicle ve Fırat sularının tanrısı Enki’nin mührüne basan balıkperestlerin ülkesinden yükselttiği tek Allah inancından dolayı dışlanan, kovulan ve bunun sonucu olarak şehirden hicret etmeyi düşünerek ayrılan ve bir gemiye binip başka yerlere gitmeyi hesaplayan Yunus bir gemiye binmişti… Yunus yorgun argın gemiye bindi, gemidekilere katıldı. Fakat o gün deniz dalgalı olup fırtınalı olduğundan, gemidekiler de su tanrısı Enki’nin öfkelendiğini, bir şeye kızdığında denizin böyle olduğuna inandıklarından gemiye binen Yunus ile çekişmeye başladılar. Yunus bu tür inançların batıl olduğunu söyleyince öfkelendiler ve aralarında karşılıklı çekişme çıktı. Gemidekiler Yunus’un kendi tanrılarının gazabını çekecek lâflar ettiğini gördüler ve onu yalnız bularak sıkıştırdılar. Bugünkü tabirle “Bu adam devlete karşı geliyor, polis çağırın” türünden lâflar ettiler ve böylece Yunus gemideki çekişmeyi kaybetti, kaybedenlerden oldu…Su tanrısı Enki’yi balık ile sembolize edip onu kendisine devlet ve imparatorluk araması olarak kabul eden Asur devleti onu zindana kapattı. Çünkü gemidekiler polis çağırıp devletin adamlarına teslim ettiler. Böylece Yunus balığın (devletin) eline düştü, onun tarafından yutuldu, zindana kapatıldı. Çünkü kınananlardan, suç işlediği sanılanlardan, tanrıların gazabını çekenlerden birisi olarak görülüyordu… Ayette geçen “Onu yuttu/kapattı” (eltegamehu) ifadesinin esas anlamı “kapamak, kapatmak” demektir. Türkçede kullanılan “lokma” kelimesi de buradan gelir. Bir şeyi ağza götürüp dudakları kapatınca “lokma” alınmış olur. Buradan hareketle “lokmayı yutmak” tabiri gelişmiş ve ikincil anlamda “yutmak” manası kazanmıştır. Bu anlamda Türkçede birine “lokma olmak” ifadesini çağrıştırır. Yani burada balık tarafından yutulmak, devletin eline düşmek, cezaevine kapatılmak, zindana tıkılmak demektir."
"Eliaçık ve Rasyonel Mucizeleri -2" başlıklı yazıda yer alan bu yorum sonrası, Yunus kıssasındaki "Yunus-balık" mucizesi ile ilgili olarak öncelikle şu önemli tespiti yapmak durumundayım. Yunus kıssasında, Hz. Yunus'un başından geçen "balık" mucizesinin; İhsan Eliaçık hoca'mız tarafından yapılan rasyonel yorumunu, İslam tefsir geleneğinin, kıssalar hususundaki metodoloji eksikliğinin kadim dönemlerden beri gelen dezavantajlarından biri olarak görünmekteyiz.
Kıssalar hususundaki yazılarımızda sürekli olarak altını çizip vurgulamaya çalıştığımız gibi ne yazık ki, kıssalar hususunda Tefsir ilminden bağımsız bir "kıssa ilim dalı" kurulamamıştır. Bu yüzden kıssalar, tefsir ilminin yöntemleri ile dar kalıplar içerisinde yorumlanmaya çalışılmaktadır. Bu da üç önemli sonucu gündeme getirmektedir. Bunlardan birincisi "İsrailiyat" denilen kıssaların "yanlış mufassallaştırma" olgusu, ikincisi kıssalara sembolist bakış açısı, üçüncüsü ise kıssaların rasyonalist yorumlarıdır.
Bu olumsuz gördüğümüz yaklaşımları aşmanın en özgün yolu Kur'an kıssalarının kurulacak "kıssa ana bilim dalı" vasıtasıyla incelenerek yorumlanmasıdır. Böylece Kur'an kıssalarının anlaşılmasında bir metodoloji geliştirmek mümkün olacaktır. Kıssa ilim dalının oluşturulacak yan ilim ve disiplinleriyle mesela; kıssa tarihi, kıssa coğrafyası, kıssa arkeolojisi ile daha iyi araştırılarak daha geniş ve net sonuçlara varılabilecektir, kanaatindeyiz. 
Kur'an-ı Kerim'deki, Yunus kıssasının anlaşılmasında, metodolojik olarak öncelikle araştırmamız gereken konu, Kur'an'ın, Yunus kıssası nuzülü öncesinde, nazil olduğu cahiliye toplumunun bu konuda bir bilgisi var mıdır sorusu olmalıdır.
Eğer varsa bu o zaman bu konuda Mekke cahiliye toplumunu oluşturan müşrikler, ne kadar; Medine toplumunu oluşturan Yahudi ve Hıristiyanlar ne kadar bilgi sahibiydiler, bunun cevabının araştırılması gerekmektedir.
Kur'an'ı Kerim'in, Yunus kıssası nazil olmadan önce en azından Ehl-i Kitab'ın elindeki Tevrat'ta yer alan bilgilere nazaran Yunus kıssası hakkında bir malumatın olması gerektiği düşülmeli değil midir? Çünkü Tevrat'ın üç bölümünden biri olan "Nevim" "Nebiler" bölümü, bağımsız bir kitabı olan Yonah(Yunus) kitabında, Yunus peygamberin kıssası detaylı olarak anlatmaktadır.  
Buna mümasil olarak, cahiliye dönemi müşriklerinin de gerek Medine Yahudilerinin kitabı olan Tevrat bazlı dini/edebi kültürel iletişimleri sonucu gerekse Mekke, Medine Araplarının ticaret seferlerinin bir durağı olan Şam seferlerindeki dini/mitolojik/edebî kültürel etkileşimlerin sonucu olarak Yunus peygamber ve yaşamı hakkında bir takım malumata sahip olmaları mantıken mümkün görülmektedir.
O halde Kur'an'ın, Yunus kıssası mücmel anlatımı; cahiliye arka planı denilen bu Yunus malumatının üzerine inşa edildiğinin düşünülmesi gerekmez mi? Kur'an'daki Yunus kıssası nuzülü ile Kur'an bu hususta yeni bir olgu getirmemekte sadece bilinen bir konunun daha fasih ve beliğ bir sunumunu yapmaktadır. Böylece toplumca kısmi veya detaylı olarak bilinen bir konu üzerinden iman ve küfür taraftarları kendi açılarından uyarılmaktadır.
Şöyle sorabiliriz: acaba Kur'an, tasdik ettiği Tevrat'ta tarihi, coğrafi, biyografik, v.b mufassal bilgilerle yer alan, Yunus kıssası nedeniyle mi; kısa ve özlü bir anlatımla tevhidi hedefe fesahat ve belagatle yönelten Yunus kıssasını beyan etmiştir?  
Bir realite olarak Yunus kıssası hakkında detaylı anlatım zaten Kur'an'dan asırlarca önce nazil olan Tevrat'taki Yonah(Yunus) kitabında bulunmaktadır. Kur'an'ın amacı Tevrat'taki mufassal tarihsel malumatı aynen aktarmak değildir. Çünkü tasdik ettiği Tevrat'taki kıssa temel olarak tevhide uygundur.
Dolayısıyla Kur'an'ın, Yunus peygamber hakkında hedefi, cahiliye toplumuna tarihsel ve edebî bir metin sunmak değildir. Kur'an'ın öncelikli hedefi Hz. Muhammed ve sahabesinin tebliğ görevlerindeki muhtemel yılgınlıklarına karşı öz, fasih ve belagat yüklü Yunus kıssası ile onları uyarmaktadır. Kıssanın şu anlatımında olduğu gibi; “Sen Rabb‘in in hükmüne sabret, sahib-i Hut ( balık sahi­bi ) gibi olma." (Kalem, 48) Kıssanın diğer bir ayetinde ise; "ben Allah'ın resulüyüm veya biz Müslüman'ız ön kabulü ile nasıl olsa Allah affeder düşüncesiyle tebliğ görevinden sıyrılmayı asla aklınıza getirmeyin mesajı verilmektedir.Çünkü Hz. Yunus, böyle bir hataya düşmüştü."..biz kendi­sini asla sıkıştırmayız zannet­mişti.” ( Enbiya, 87) Kur'an'daki Yunus kıssası tarihsel malumatı bir tarafa bırakarak direk olarak mesaja kilitlenilmesini sağlamaktadır. O dönem o an için elzem olan bu bakış açısıdır. Daha sonrası için gereken mufassal anlama ihtiyacı yukarıda bahsettiğimiz "Arap cahiliye arka planı" argümanları ile sağlanmış/sağlanabilmiştir.
Cenab-ı Hakk,Hz. Muhammed ve sahabesine bu mesajları neyle nasıl veriyor? Tevrat'ta bulunan benzer bir kıssa ve yine Hz. Muhammed'le aynı doğrultuda resullük yapmış bir peygamber örnekliğiyle.. Kur'an ile Tevrat kısası arasındaki fark ise Kur'an'daki kıssa öz, fasih ve beliğ bir tarzda gerektiği kadar ve direk mesaj açıyla sunulmaktadır. Tevrat'ta ise tarihsel malumatla yüklü ve mesajın daha arka planda olduğu dağınık bir sunum vardır.
Kur'an'ın mücmel Yunus kıssası sayesinde; Ehl-i kitab'ın da dikkati Yunus kıssasına çekilerek, yeni gelen vahy ile Yahudi ve Hıristiyanların ellerindeki kitabın geldiği evvelki vahiy arasındaki ortak noktalar hatırlatılmaktadır. Müslümanlar ve Ehl-i Kitap açısından bakıldığında Kur'an'ın beyan ettiği bu ve diğer kıssalar, Tevrat'taki benzerleri ile karşılaştırılıp Tevrat'taki mesaj sapmaları veya tahrifler böylece düzeltilerek hidayete yönelik tevhidi yaklaşım ortaya konulmuş olmaktadır.
Yunus peygamber hakkında mitolojik veya edebî olarak malumat sahibi olan Müşrikler ise onun Tevrat ve Kur'an kıssaları nezdindeki yorumuna bakarak tevhidi açıdan ders alabileceklerdir.. Meğer ki, aklederek bu anlatılan Yunus kıssasına yaklaşabileler!...
Bakınız Kur'an'ın beyan ettiği Yunus veya diğer kıssalar nasıl işlevsel olmakta, toplum ve kişiler bazında hidayet yönünde tevhidi yapılanmayı yani pratiği nasıl sağlamaktadır.
Gelelim Yunus kıssasındaki "balık" endeksli mucize anlatımına.. Kur'an'daki Yunus kıssası yukarda anlattıklarımız mucibince öncelikle ilk indiği toplum arka planında bulunan malumat nezdince anlaşılması gerekmektedir. Ki, Kur'an bunu şöyle açıklar: "..sahib-i Hut (balık sahi­bi ).. " (Kalem, 48)  “Zünnun’u da an...” (Enbiya, 87)   Kur'an öncelikle Yunus peygamberi balık sahibi olarak nitelemektedir. Bu niteleme önemli bir algıyı beraberinde getirir. Bu algı Yunus ve balık mucizesinin birlikte düşünülmesidir. Kur'an Yunus peygamber hakkındaki bu nitelemesi ile nazil olduğu dönemde var olan Tevrat ve İncil'deki (Yonah) Yunus kıssa içeriği ile aynı bazda kabul sergilemektedir.
Şimdi bu kıssaları inceleyelim. Kur'an'da, Yunus kıssası kaçış varyantı şöyle anlatılmaktadır: “Dolu bir gemiye kaçmıştı ." "Gemide olanlarla karşılıklı kur’a çekmişti ve yenilenlerden olmuştu. Bu sebeple denize atılmıştı." "Kendini kınarken onu bir balık yutmuştu." "Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı. "  "Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık "(Saffat, 140-145)
Zannımızca Kur'an'da Cenab-ı Hakk tarafından, Hz. Yunus'un; "..sahib-i Hut (balık sahi­bi ).." “Zünnun’u da an...” olarak balıkla birlikte nitelenmesi denizde geçen bu olumsuz olaya mebnidir. Yoksa Yunus'un (a.s) deniz kenarında balıkçılıkla geçinen bir kişi olduğu için değildir.
Denizde geçen bu hadise Tevrat'ın Yonah(Yunus) kitabında şu şekilde anlatılır: "Sonra denizciler birbirlerine, “Gelin, kura çekelim” dediler, “Bakalım, bu bela kimin yüzünden başımıza geldi.” Kura çektiler, kura Yunus`a düştü.""Deniz gittikçe kuduruyordu. (Yonah)Yunus`a, “Denizin dinmesi için sana ne yapalım?” diye sordular. (Yonah)Yunus, “Beni kaldırıp denize atın” diye yanıtladı, “O zaman sular durulur. Çünkü biliyorum, bu şiddetli fırtınaya benim yüzümden yakalandınız.” Sonra Yunus`u kaldırıp denize attılar, kuduran deniz sakinleşti. Bu arada RAB Yunus`u yutacak büyük bir balık sağladı. Yunus üç gün üç gece bu balığın karnında kaldı." (Tevrat/Yunus1/9-17)
Kur'an ve Tevrat'taki Yunus kıssalarının bu varyantı arasındaki ortak anlatım unsurları deniz, gemi, fırtına, kura, denize atılma, balığın yutması, balığın karnından çıkış olarak tasnif edilebilir. Bu unsurlar ve etrafındaki olayın anlatımı Tevrat'ta mufassal ifade edilirken, Kur'an bunu mücmel olarak ifade etmiştir. Aradaki fark sadece Tevrat'taki, Yunus'un balığın karnında kalış süresinin verilmesidir ve bu da üç gündür. Tevhidi eksende ve hidayete yöneltmede fark sadece anlatım tarzlarında gözükmektedir.
Yunus kıssası ve Yunus-balık mucizesi, Matta İncil'i tarafından da benzer mod'da anlatılmakta ve bu mucize teyid edilmektedir."Yunus nasıl üç gün üç gece o koca balığın karnında kaldıysa, İnsanoğlu(İsa) da üç gün üç gece yerin bağrında kalacaktır." (İncil/Matta 12/40)
Sözün özü, kanaatimizce; on beş asır önce inen Kur'an-ı Kerim, Yunus kıssasında; Yunus-balık mucizesini, rasyonel anlamda yorumlanamayacak derecede açık olarak beyan etmiştir. Buna mümasil olarak Kur'an öncesi inen ve Kur'an'ın nazil olduğu toplum arka planına hükmeden elimizdeki yazılı dini/tarihi belgeler olan Tevrat ve İncil'de de Yunus-balık mucizesi anlatılmakta olup her üç din kitabının muhtevasında, Yunus-balık olayının mucize yönünde anlatım ahengi bulunmaktadır.   
       Yunus kıssasının, Yunus-balık mucizesi, aklî/maddi olarak çeşitli delillerle; -Nitekim Süleyman Ateş, telif ettiği "Çağdaş tefsir"in ilgili bölümünde ve Bülent Şahin Erdeğer kardeşimiz ise mezkur yazısının "Hz.Yunus (as): Ninova ve yerel inançlar"kısmında bu hususta çeşitli maddi argümanlar sunmuştur- açıklanmaya çalışılmaktadır. Ancak bu tavır, Yunus-balık mucizesinin rasyonel manada yorumlanma tavır veya olgusu olarak algılanabilir. Buna gerek yoktur ve bu tamamen doğaüstü bir olgu olarak addedilmelidir. Aksi durum, İhsan Eliaçık hocamızın yaptığı gibi bu mucizeyi rasyonel yorumlama tavrının benzeri bir yaklaşıma götürecektir.
 
 

Cengiz Duman
Araştırmacı-Yazar

     CENGİZ DUMAN

        ARAŞTIRMACI -
                  YAZAR


B
İRİNCİ BASKISI, 2011, İKİNCİ BASKISI
 
2015 YILINDA EKİN YAYINLARI TARAFINDAN
YAYINLANAN, KUR’ÂNKISSALARININ TARİHSELLİĞİ;
2013 YILINDA PINAR 
YAYINLARI TARAFINDAN YAYINLANAN,
KUR’ÂN 
PERSPEKTİFİNDEN ÜÇ KRAL İKİ PEYGAMBER;
2015 YILINDA SÜLEYMANİYE VAKFI YAYINLARI
TARAFINDAN YAYINLANAN,   KUR’ÂN PERSPEKTİFİNDEN
 ZÜLKARNEYN VE YE’CÛC ME’CÛC, İSİMLİ ÜÇ KİTABIN
YANISIRA; İNTERNET ORTAMI ÜZERİNDEN YAYINLANAN
 “DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL” VE
 “MECUSİLİK/ZERDÜŞTLÜK DİNİ” İSİMLİ İKİ E-KİTAB’LARIN
YAZARIDIR. KUR’ÂN-I KERÎM KONULARI, KUR’ÂN KISSALARI
 VE TEVRÂT - İNCÎL KISSALARI BAĞLAMI ÜZERİNDEKİ ÇOK
 YÖNLÜ ARAŞTIRMALARI, TÜRKİYE’DEKİ ÖNDE GELEN
İSLÂMİ DERGİLER VE İNTERNET ÜZERİNDEKİ ÇEŞİTLİ
İSLÂMİ WEB SİTELERİNDE HALEN YAYINLANMAKTADIR.
AYNI ZAMANDA “WWW.KURANKİSSALARİ.COM“ VE
 “WWW.KURANKİSSALARİ.TR.GG” WEB SİTELERİ
MODERATÖRLÜĞÜNÜ SÜRDÜRMEKTEDİR.
 
* KİTAP *  




*E-KİTAP*


 
 
 
DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL

Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol