Ye'cûc ve Me'cûc kıssası

Ye'cûc ve Me'cûc

 
 Bir .  /  Giriş
On bir Eylül saldırısı sonrasında , Amerika'nın başlattığı Afganistan ve Irak saldırıları ve akabinde İsrail'in , Lübnan ve Filistin saldırıları  ; tüm dünyada endişelerin artmasına sebep oldu .  
            BOP / GOP gibi yeni Amerikan projeleri ; Özellikle Amerika , İngiliz ve piyonları İsrail'in , yeni saldırı hedefleri arasında Müslüman bölge ülkelerinin İran , Suriye ve sırasıyla diğerlerinin olması ; dünyanın geleceği üzerinde endişeli yorumlara yol açtı .
Tüm dünyada , her tür ve fikriyattan insanların yaptıkları yorumlarda ; Amerika ve müttefikleri tarafından dünya üzerinde meydana getirilen kaos ortamının teorisi olarak BOP ve GOP ; bu teorinin müsebbibi , fikir babası olarak, dünyanın jandarmalığına soyunan bu Hıristiyan ülkenin, Hıristiyan başkanı George Bush ve onun Avangelist Protestan anlayışı gösterildi .
Neydi bu Bush'un , Avengelist Protestan anlayışı onun üzerinde duralım ?
           Tevrat ve İncil metinlerinde yer alan rivayetler doğrultusunda oluşan Avangelist inanç'a göre ; Kıyamet yaklaştığında Kudüs yakınlarındaki Magedon denilen yerde , Şeytanın önderliğinde Gog Magog denilen yaratıklar türeyecek , Armageddon savaşlarını yaparak tüm dünyada karışıklık çıkaracaklardır .     
Bunun akabinde Hz. İsa yeryüzüne inecek , kendisine inanan geçmişteki insanları dirilterek bin yıl ( Milenyum ) yer yüzünde adalet ve egemenliği sağlayacaktır .
Rab'bin kendisi , bir emir çağrısıyla , baş meleğin seslenmesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla gökten inecek . Önce Mesih'e ait ölüler dirilecek ."
Selaniklilere 4. Bab, 16-17
Bundan sonra Kıyamet olacak , İsa ve inananları Hiristiyan ve Yahudiler cennete gideceklerdir.
Bu Protestan Avangelist inanç aslında yeni değildir . İncil'in Vahiy kitabında yer alan şu ifadelere bakalım :
           " Bin yıl dolunca , şeytan zindanından çözülecektir ; ve yerin dört köşesinde olan milletleri, Gog ve Magog'u , saptırmak ve onları çenk için bir araya toplamak üzere çıkacaktır . Onların sayısı denizin kumu gibidir .”İncil /Vahiy 20. Bab 7-8
İsa'nın ölümünden itibaren , iki bin yıldır , her on , beş , on beş v.b gibi   zaman aralıkları vererek bu senaryonun oluşacağını veya oluşmaya başlayacağını öne süren Hıristiyanların ; Protestan Avangelist denen son yüzyıl radikal formatları  ; Gog ve Magog savaşları olarak , komünizm – kapitalizm çatışması, daha sonra sarı ırk ( Çin) - beyaz ırk  arasındaki bir  çatışması olacağını öne sürmüşler ancak geçmişte bekledikleri Armageddon savaşları oluşmamıştır . 
Bu fanatik anlayış şimdi Arap – İsrail , İslam – Hıristiyan , medeniyetler çatışması beklentisi ile Armageddon'u beklemekte veya bu çatışmaya gelinmesi için olayların akışını hızlandırmaya çalışmaktadırlar .  
Talimi İncil'lerden ikinci Petrus kitabında , bu savaşın öne alınması için , Aziz Petrus'un nasıl önermede bulunduğuna bakalım . 
" Tanrı'nın gününü bekleyip o günün gelişini çabuklaştırarakkutsallık içinde yaşamalı ve Tanrı yolunu izlemelisiniz . "2. Petrus 3.9-12
İşte bu yazımızda , Kur'an'ı Kerim'de   " Ye'cûc ve Me'cûc   " olarak isimlendirilen ; Hıristiyanların Gog ve Magog hikayesi  , Armageddon ( Kıyamet savaşı ) adı verdikleri gelecekteki bu hadiseyi Kur'an'ı Kerim açısından analiz etmeye çalışacağız .
İki . / Kur'an 'daki ayetlerde Ye'cûc Me'cûc :
" Sonra yine bir yol tuttu .   "
" Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde , hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu .   "      18 / 92 - 93
          Kehf suresinde Zülkarneyn'in yaptığı son sefer anlatılmaya başlanırken vardığı coğrafya şöyle tarif edilmektedir . " Nihayet iki dağ arasına ulaştığında "
 Kur'an'ın bize bildirdiği bu tespit önemlidir . Neden ? Eğer daha sonra anlatılacak olan olaylar sembolik veya efsanelerden kurgulanan bir olay olmuş olsaydı , böyle bir coğrafik tarif yapılmasına gerek olmazdı . Hele ki Araplar gibi çöl coğrafyasına tabi insanlara dağlık bir coğrafyayla ilgili örnek verilmesine gerek kalmazdı .
 Kur'an'ın verdiği bu coğrafya tarifinden hareketle , müfessirler bu tarife uyan topografya'yı ; Arabistan yarımadasının kuzeyinde yer alan engebeli , dağlık fiziki yapıya sahip Kafkasya , Ural ve Hazar bölgesi ve etrafında , bugünkü ön Asya , Avrasya , Kafkasya olarak adlandırılan bölgede aramışlardır. 
Müfessirlerin bu çıkarımlarının çok isabetli olduğu kanaatini taşımaktayız . Kur'an'ın muhataplarına verdiği örneklerde muhatap toplumun arka planını göz önüne aldığını ; yani onlara , balinalardan , foklardan , Amerika' dan , Avustralya'dan , Kutuplardan  ; onların haberdar olmadığı şeylerden !   örnekler vermemiş olduğunu göz önüne aldığımızda ; müfessirlerin tahminlerinin oldukça yerinde olduğunu görmekteyiz.  
Coğrafya tarifinden sonra , o coğrafyanın halk popülasyonu hakkında bilgi vermektedir .
          "…onların önünde , hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu . "18 / 93
Müfessirler  " hemen hiçbir sözü anlamayan " ifadesini ; Zülkarneyn'in konuşarak anlaşma sağlamakta zorlandığı ;  onların Zülkarneyn'i , Zülkarneyn'in de onları anlayamadığı şeklinde anlamışlardır . 
 İşte bu noktada Kur'an'ın kıssaya başlarken verdiği coğrafya tarifindeki ayrıntılar gündeme gelmeye başlamıştır .
Müfessirlerin üzerinde durduğu Arabistan'ın , kuzeyinde yer alan engebeli , dağlık bir topografyaya sahip Kafkasya , Ural ve Hazar bölgesi , özellikle Kafkasya , Asya kıtasından , Anadolu ve Avrupa'ya , Arabistan ve Afrika'ya doğru , ilk geçiş yolların yer aldığı önemli bir kavşak bölgesidir .
Bu yüzden günümüzde bile bu bölge popülasyonu " Halk'lar mozaiği "  olarak nitelendirilmiştir . Dağlık bir bölge olması , nüfus yapılarının artmaması , kıtalar arası geçişlerde topluluklara yerleşim için geçici de olsa misafirlik yapması , bölge halkının bölgenin yapısının verdiği bir tabiat gereği sert mizaçlı olması , medeni ve ticari ilişkilerde yalnızlaşarak , bu bölgenin demografik yapısının karışık bir popülasyonda oluşmasına sebep olmuştur .  
Tabiidir ki bu karışık ortam , Medenî toplumlara yabancılaşmış bu bölge insanının dillerinin de karmaşık olması sonucunu doğurarak Zülkarneyn'in karşılaştığı kavimde de dil sorununu oluşturmuştur .
" Dediler ki : " Ey Zülkarneyn ! Ye'cûc ve Me'cûc burada fesat çıkarıyor . Sana bir ücret verirsek , aramıza bir set yapar mısın ? "    18 / 94
Zülkarneyn'in karşılaştığı kavmin Zülkarneyn'den bir istekleri vardır.
Ye'cûc ve Me'cûc denen saldırganlara karşılık , kendilerine onlardan korunmak için bir yapı istemektedirler .
Bu noktada şu sorulabilir . Zülkarneyn'i nasıl biri gördüler ki , ondan bu şekilde bir yardım istemektedirler ?
İlginç olan ; Zülkarneyn'den , Ye'cûc ve Me'cûc'ün saldırganlığını savaşla önlemesini istemek yerine , aralarına bir set yapılması isteğidir .
En son olarak ulaştığı bu bölgede, saldırganlığı önlemek için savaşmak yerine ; tekniği kullanarak yaptığı set ile caydırıcılık unsurunu içeren savunma hattını güçlendirerek , sulh'u sağlamak cihetine gittiğini görüyoruz  .
Aynı zamanda Zülkarneyn'in , kendinden yardım isteyen bu topluluğa maddi karşılık beklemeden yaptığı set inşası faaliyeti ile ; Krallığının – Yöneticiliğin - muharebe ve ganimet , vergi gibi ekonomik tarafına , maddiyata önem vermeyen tavırlarını müşâhede etmekteyiz.
Müfessirler Kur'an'daki " burada fesat çıkarıyor " , " ..aranıza aşılmaz bir set " , " Artık onlar onu ne aşabildiler ne de bir delik açabildiler " ifadelerinden hareketle ; Zülkarneyn'in karşılaştığı toplumun şikayet ettiği  Ye'cûc ve Me'cûc'ün ; saldırgan , yeryüzünde karışıklık çıkaran , saldırganlığı basit savunma mekanizmaları ile önlenemeyen bir kavim olduğuna hükmetmişlerdir .
Tarif edilen  bu saldırgan kavmin tarifini baz alan Müfessirler tarif edilen bu kavmi ; Arabistan yarım adasının kuzeyinde yer alan , engebeli , dağlık bir topografyaya sahip Kafkasya , Ural ve Hazar bölgesi ve etrafında  , tarih kaynaklarınca M.Ö 700-350 yılları arasında yaşadığı tarihi olarak sabit olan , İskit – Saka kavmine izafe ederek müşahhas hale getirmeye çalışmışlardır .
Bir kısım müfessir ; Kur'an'ı Kerim'de Kehf suresi içersinde anlatılan Zülkarneyn kıssasında geçen Ye'cûc ve Me'cûc'ün ; Eski ahit'in Hezekiel ve Yeni ahit'in vahiy bölümünde geçen Gog ve Magog olduğu kanaatindedirler .
Bu konudaki Tevrat ve İncil'de geçen ifadelere göz atalım :
" Ve Gog İsrail diyarına karşı geldiği zaman , Rab Yehovanın sözü , o günde vaki olacak ki , ateş püsküreceğim . "Hezekiel 37. Bab 18
 " Ve Magog üzerine , ve adalarda emniyette oturanlar üzerine ateş göndereceğim ... "Hezekiel 39. Bab  6
           " Ve de : Rab Yahova şöyle diyor; Roşun ,Meşekin ve Tubal'ın beyi Gog , işte ben sana karşıyım ; "
Hezekiel 38 .Bab , 3
" İşte ey İsrail evi uzaktan üzerinize bir millet getireceğim , Rab diyor ; o zorlu bir millet , eski bir millettir ki , sen onun dilini bilmez , ve ne dediklerini anlamazsın . "
"..güvenmekte olduğun duvarlı şehirlerini kılıçla vurup yıkacaklar."Yeremya 5. Bab, 15-17
" Bin yıl dolunca , şeytan zindanından çözülecektir; ve yerin dört köşesinde olan milletleri, Gog ve Magog'u , saptırmak ve onları çenk için bir araya toplamak üzere çıkacaktır . Onların sayısı denizin kumu gibidir.
İncil /Vahiy 20. Bab 7-8
Tevrat ve  İncil bab'larında geçen  bu anlatımlar ; Gog ve Magog denilen kavim veya kavimlerin inkarcı , saldırgan , savaşçı yapısına temas etmektedir ki  ; bu anlatımlar Kur'an'ı Kerim'de yer alan Ye'cûc ve Me'cûc'ün niteliklerine uymaktadır .
Müfessirler , Ye'cûc ve Me'cûc'ün tek mi iki ayrı kavim mi olduğu üzerinde durulmuşsa da bu ikisinin aynı kavim olduğu düşüncesine varmışlardır.
Ayrı kavim olarak kabul edilse bile konunun anlaşılması üzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır . Tevrat'taki Gog ve Magog'un iki ayrı kavim olarak alınmış olması , belki Ye'cûc ve Me'cûc'ün iki ayrı kavme delalet edebileceğini kabul ettirse bile ; bu noktada önemli olan Allah'ın kıssa içersinde verdiği tarifte yatan özellik ; " burada fesat çıkarıyor " anlamının her iki veya tek kavimde tecelli ediyor olmasıdır .
" Bana demir kütleleri getirin " dedi . Getirdikleri kütleler dağlarla aynı seviyeye gelince " Körükleyin " dedi . Sonunda demir yığını tavlanınca : " Erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim " dedi . " " Artık onu ne aşabildiler , ne de delik açabildiler . "    18/96-97
Zülkarneyn'nin demir kütleleri ile set yapma olayı anlatımının benzeri bir vakıanın , Eski ahit'in Hezekiel kitabında da geçtiğini görmekteyiz .
" Ve kendine demir bir saç al , ve demir bir duvar olsun diye kendinle şehir arasına onu koy ; ve yüzünü ona çevir , ve onun çevresi sarılacak …"Hezekiel   4.Bab 3
Burada üzerinde durmak istediğimiz bir husus vardır . Zülkarneyn , Ye'cûc ve Me'cûc'e karşı korunma gayesiyle bir set yapmaktadır .
Müfessirlerin ekserisi bu set'in muhtemelen kadîm toplumlarda , düşman saldırı ve istilâlarından korunmak gayesi ile yapılan kale tipi surlu yapılardan olduğu kanaatindedirler . Bu görüşlerin çok isabetli olduğu kanaatindeyiz .
Eğer Zülkarneyn savaşçı ve maddiyatçı bir yönetici olsaydı her iki tarafı da savaş veya ezici gücü ile hakimiyeti altına sokar ve onlardan ganimet veya vergisini alır isteklerini zorla dikte ettirirdi . 
Başka bir açıdan yorumladığımızda ; tarihçilerin verilerine bakarak , arabalar içinde , binekleri üzerinde hayat süren , göçebe ve hareketli İskit-Saka savaşçılarını , Kendi düzenli ordularıyla yenemeyecek olan veya Ye'cûc ve Me'cûc orduları ile savaşmak için karşılaşma imkanı bulamayan Zülkarneyn'in ; bu saldırganlara  karşı , kendisinin o bölgeden ayrılmasından sonra  , yardım isteyen kavmin yerleşme alanını surlarla çevirerek ya da her iki halk arasındaki teması sağlayan bir geçide Kur'an'da bildirilen set'i inşa ederek savunmalarını muhkem hale getirmiş böylece Ye'cûc ve Me'cûc'ün tacizlerini engellemiş olabilir. Nitekim " Artık onu ne aşabildiler , ne de delik açabildiler .  " 18/97 ayeti ile Zülkarneyn sonrası Ye'cûc ve Me'cûc saldırılarının yapılan set vasıtası ile artık engellenmiş olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür .
Kafkasya topografyası hakkında bilgi veren coğrafyacılar , Kafkasya'nın iki önemli geçidi olduğunu bildirmektedirler . Derbent ve Daryal geçitleri .
Bunun yanı sıra daha az önemli olarak ; Avar , Mamison , Sol , Karayan geçitleri bulunmaktadır .
 Nitekim son yüzyıldaki Müfessirlerden bazıları , bu geçitlerin bulunduğu yerlerdeki kalıntılar üzerinde durarak , Zülkarneyn set'inin , Daryal veya Derbent geçitlerinde inşa edildiği kanaatine varmışlardır .     
Bizim kanaatimiz ise , İslam İlahiyatı içersinde kurulacak Kıssa Arkeolojisi veya Kıssa Tarihi , İlim veya disiplinlerinin araştırmaları ile Zülkarneyn kıssasında geçen anlatımların , maddi verilerine ve kıssanın yeni açılımlarına vesile olabileceğidir .
Müfessirlerin bütün ilim dallarında ihtisas sahibi olamayacağı göz önünde bulundurulduğunda , derlemeci anlayışla varılan sonuçların kapsayıcı olmayacağı kanaatindeyiz .
Nitekim şimdiye kadar gerek Zülkarneyn gerekse diğer kıssaların anlaşılması üzerinde yapılan tefsirlerde bu derlemeci , eklektik anlayış yüzünden  kısır döngüler oluşmuştur .
Eğer disipliner anlayışla Zülkarneyn ve benzer kıssalara yaklaşmadığımızda ; çabuk sonuça ulaşılacak sembolizm gibi felsefik açmazlarla işi daha da belirsiz bir mecraya götürmek zorunda kalacağımız açıktır .    
" İşte bu , Rabbimin rahmetidir . Rabbimin vâdi geldiğinde onu yerle bir eder . Çünkü Rabbimin vâdi haktır . "    18 / 97-98 
Ne zaman ki ; Zülkarneyn'in yaptığı set ile koruma altına alınan toplum , Allah'ı tanımaz , zulümlere başlar , Allah'ın istemediği tutumlara döner , o vakit Allah'ın "vâdi" gerçekleşir .
İşte o vakit Allah'ın Zülkarneyn'in eli ile yaptığı set vasıtası ile rahmetinin eseri olarak , saldırganlara karşı yaptığı koruma kalkar , Allah'ın azabı azgın topluma ulaşır .
İster Ye'cûc ve Me'cûc isterse benzer başka bir saldırgan toplum , onlara musallat edilerek , aşılamayan delinemeyen set delinir . Böylece Allah'ın , Zulüm yapan , fesat çıkaranlar hakkındaki vâdi gerçekleşerek inkarcı o topluma azap ulaşır ve o toplum helâk olur .
Allah'ın aşılamaz delinemez olarak nitelediği aslında yapılan maddi malzeme set değil ; seti yapan ve uyulması istenilen mantalite yani , Tevhid , buna dayanan salih amel , adalet , yani Allah'a Allah'ın istediği gibi bir kulluktur . Bunları yerine getiren topluma , Allah'ın sözü gereği zalimler ulaşamaz , engelleri aşamazlar mesajıdır .
Nitekim Müfessirlerin bir kısmı , Allah'ın vâdini , bu meyanda yorumlayarak ; tarihteki Moğol istilâlarının Allah’ı ve emirlerini dikkate almayan toplumlara Allah’ın azabının ulaştığını , uğradıkları zulümlerin buna delâlet ettiğini beyan etmişlerdir .
Burada kastedilen bir diğer mesaj ise şudur : yeryüzünde hiç bir fâninin yapıtı ilânihâye duramaz . Her eserin mutlak bir sonu vardır . Bu yıkılmaz sanılan eserler , sizi Allah'ın büyüklüğünden uzaklaştırıp , bu yapıtların yapımına vesile olanlara , Allah'ın vasıflarını yükletmesin . Yani , Allah'a , onun kullarını ortak koşarak , şirke yanaşmayın mesajını işlemektedir .
Nitekim günümüzde dünya üzerinde , Çin sed'dinden başka ayakta kalmış bir set bulunamamıştır . Bu demektir ki ; " İşte bu , Rabbimin rahmetidir . Rabbimin vâdi geldiğinde onu yerle bir eder . Çünkü Rabbimin vâdi haktır . "    18 / 97-98 ayetinde Zülkarneyn'in taptığı set kutsanmamış ; bilakis Allah'a kulluk edenlerin ayakta durabileceği mesajı verilmiştir . 
Yok bu set manevidir görünmez zamanı gelince ortaya çıkar anlayışına sahip iseniz ; işte size tasavvufi bir tefsir anlayışı , istediğiniz kadar maddi yorum ! yaparak Ye'cûc ve Me'cûc'ün de ölmediğini veya Evren'in bir kenarında Kıyameti beklediğini vesaire vesaire İslam dışı şeyler icat edebilirsiniz .
 
Üç. /  Enbiya suresinde geçen Ye’cûc ve Me’cûc ile Zülkarneyn kısassındaki Ye’cûc ve Me’cûc'lün değerlendirmesi  :
Kur'an'ı Kerim'in Enbiya suresi doksan altıncı ayetinde de , Ye'cûc ve Me'cûc ismi geçmektedir .
" Ye'cûc ve Me'cûc'ün önündeki engeli kaldırdığımızda her yandan akın ederler ."     21/96
Kur’an’ı kerimde Enbiya suresinde geçen bu ayet ile Zülkarneyn kıssasında yer alan Ye’cûc ve Me’cûc anlatımları birleştirilerek yapılan teviller neticesi ; Kıyamete yakın Zülkarneyn'in yaptığı set'in yıkılacağı ve bu seti yıkanların ; Zülkarneyn kısasında anlatılan Ye'cûc ve Me'cûc olacağı yorumlarına sebep olmuştur .
Yorumcuların çoğu Enbiya suresindeki Ye'cûc ve Me'cûc'ün , Zülkarneyn kıssasında anlatılan Ye'cûc ve Me'cûc'le aynı olduğu düşüncesindedirler .
O halde bu yorum bizi iki kesin kabule götürmektedir :
A - Zülkarneyn kıssasında anlatılan Ye'cûc ve Me'cûc Kıyamete kadar yaşarlar . Çünkü ; doksan yedinci ayette Allah , " Gerçek vaat yaklaştığında " Ye'cûc ve Me'cûc'ün faaliyetinin başlayacağını belirtmektedir . Buradaki " Gerçek vaat "ten kasıt Kıyamet saatidir .
B - Zülkarneyn kıssasındaki Ye'cûc ve Me'cûc , Kıyamete yakın yeniden dirilirler .
          Bu yorumlara mukabil , Kur'an’ın değişik ayetlerinde ise : 
" Biz senden önce hiçbir beşere ebedilik vermedik … "    21/34
" Her nefis ölümü tadacaktır …"        3/185 – 21/35
        ". Hiçbir ümmet , ecelinin önüne geçemez , ve onu geciktiremez . "    15/5
           " Her ümmetin belirlenmiş olan bir eceli vardır ; o süreleri bitince onu ne geciktirebilirler ne de öne alabilirler ."          7/ 34
          " Helâk ettiğimiz bir ülke halkı için dönüş imkânsızdır ; çünkü onlar geri dönemeyeceklerdir . "          21/95
Dolayısıyla her insan ölümlüdür . Her toplumun belirlenmiş bir yaşam süresi " eceli " vardır.
" Allah’ın eskiden beri uygulaya geldiği yasası budur . Allah’ın yasasında (sünnetullah) hiçbir değişiklik bulamazsın . "       48/23
Bu Sünnetullah mucibince; Zülkarneyn çağında yaşıyan Ye'cûc ve Me'cûc'ün Enbiya suresinde anlatılan Kıyamete yakın zamanda ortaya çıkacak olan Ye'cûc ve Me'cûc'le , vasıflarından dolayı verilen isim benzerliğinden başka hiç bir ilgisi olamaz
İlgi kurmak için yukarıda sıraladığımız yorumlar ve müteselsilin yapılan yorumlar , bizleri İslam dairesi dışına sevk edecek indî mütalaalar olmaktan öteye gitmemiştir / gidemeyecektir .   
O halde bunu nasıl yorumlamak gerekmektedir ? Saldırganlıkları , fesat çıkartmaları , laf anlamazlıkları , uyuşmaz özellikleri sebebiyle , Zülkarneyn kıssasında ve Enbiya süresinde anlatılan her iki toplulukta ; Ye’cûc ve Me’cûc ismi ile adlandırılmıştır.
Her çağa mahsus ortaya çıkabilecek , azgınlığı , saldırganlığı ve laf anlamazlığı ön planda olan Ye'cûc ve Me'cûc niteliklerine sahip azgın ve saldırgan topluluklar olmuştur ve olabilecektir .
Nitekim İslam kaynakları , miladî bin iki yüz'lü yıllarda ortaya çıkan Moğolları ; saldırgan , zalim ve müfsit yapılarından dolayı , Kur'an'da Enbiya suresinde Kıyametin alameti olarak beyan edilen şerli  Moğolları , Ye'cûc , Me'cûc olarak nitelendirmişlerdir .
Günümüze kadar ve bundan sonra Kıyamete kadar benzer vakıalar Ye'cûc ve Me'cûc ile ilişkilendirilerek açıklanacak / açıklanmaya devam edecektir . Çünkü ayette anlatılan karışıklıklardan sonra Kıyametin vuku bulacağı belirtilmektedir . Dolayısı ile böyle yorumlamalara gidilmesi makul addedilebilir.
Ancak bu yorumlardan sonra , yorumlanan karışıklıkların akabinde Kıyamet kopmuyorsa ; yorumlar , değerlendirmeler boşa yapılmış olacaktır .
Nitekim Asrı saadetten beri meydana gelen tüm karışıklıklardan sonrası Kıyamet alameti olduğu inancı ve değerlendirilmesi yapılmış olduğu halde Kıyamet kopmamıştır . 
Nihayet Kıyamet vaktinde geldiğinde ; Enbiya suresi doksan altıncı ayetinde anlatılan Ye'cûc ve Me'cûc vasıflı kavim ; geçmişte yaşamış olan Kehf suresinde beyan edilen fesat ve zulümleri ile meşhur ; Ye'cûc ve Me'cûc kavmine benzer fesat , zulüm ve saldırganlığı nedeniyle ; Kıyametin karışıklığını oluşturacak ve ayetin pratiği ! gerçekleşmiş olacaktır . 
 İşte Ye'cûc ve Me'cûc odur ve gerçek işlevi o zamandır . Yani Kıyameti gerçekleştirmesi için Kur'an'a aykırı Ye'cûc ve Me'cûc'ler üretmeye ! gerek yoktur .
Esasen Yahudi ve Hristiyan ilahiyatı böyle bir Ye'cûc ve Me'cûc - Gog Magog – üretmiştir . Allah'ta , Enbiya suresi 96. ayeti ile ; bu üretilen Ye'cûc ve Me'cûc  vakasının doğrusunu beyan etmiştir . Şimdi bu hususun izahına geçelim .
 
Dört. / Tevrat ve İncil gog mago'u ile Kur'an Ye'cûc ve Me'cûc'ünün karşılaştırılması
Bilhassa İncil yorumcularının geliştirdiği " Eskatologya " adı verilen Kıyamet haberleri ve onları yorumlama disiplini bir Hıristiyan ilahiyatı vakıasıdır . Hıristiyan teolojisinin ana dallarından biridir . Tevrat'ın , Hezekiel  , Daniel v.s kitaplarında ve İncil'in Vahy bölümünde anlatılan ve Kıyametin kaos ortamını ve Kıyamet savaşları   - Armageddon'u - gerçekleştireceğine inanılan Gog ve Magog hikayesi ; Kur'an'ı Kerim'de Enbiya suresinde yer alan Ye'cûc ve Me'cûc'le ile çok büyük benzerlik taşımaktadır .  
Kanaatimize göre Allah , Enbiya suresi doksan altıncı ayetinde yer alan , Ye'cûc ve Me'cûc örneği ile ; Yahudiler ve Hıristiyanların ortak inançları olan Kıyamet öncesi Armegeddon savaşlarının savaşçıları , Gog ve Magog inanışına atıfta bulunarak ; bin yıl şeytanın bağlandıktan sonra Gog ve Magog'u kandırarak Kıyamet savaşlarını başlatacağı ve bilahare Hz. İsa'nın yeryüzüne dönerek " bin " yıllık ( Milenyum ) Tanrı krallığını kuraracağını ancak bu süre sonunda Kıyametin olacağı ; Ehl-i Kitap inancını yıkmaktadır.  
" Helâk ettiğimiz bir belde için artık geri dönüş imkânsızdır ; çünkü onlar geri dönemeyeceklerdir. "
" Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc ( seddi ) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman  ; "         21 / 95 - 96
Kıyamet saati geldiğinde ; yani onun alameti saydıkları , Gog ve Magog karışıklıkları oluşunca , bekledikleri şeyler ; İsa'ya inanan ölülerin dirilerek , İsa'nın yönetiminde bin yıl sürecek " Tanrının krallığı " oluşmayacaktır .  
" Ve gerçek vaad ( ölüm, Kıyamet ) yaklaşınca, birden , inkâr edenlerin gözleri dona kalır ! "Yazıklar olsun bize!" gerçekten biz , bu durumdan habersizmişiz ; hatta biz zalim kimselermişiz . "         21 / 97
Bırakın bin yılı , tevbe etmek ve Allah'ın istediği gibi bir hayat sürmek için azıcık vakitleri dahi kalmayacaktır , mesajı verilerek ; batıl inançlarını o saat ( Kıyamet ) gelmeden evvel , yeni gelen vahye ve Resule , Hz. Muhammed'e inanmaları istenmektedir .
        Beş. / Müslümanların inancındaki değişim :
Enbiya suresi 96. ayette bahsedilen Ye'cûc ve Me'cûc ve Kehf suresinde yer alan Ye'cûc ve Me'cûc etrafında oluşturulan fikriyat aslında ; Hıristiyan ve Yahudi teolojisindeki Gog Magog ve Armageddon savaşları fikriyatının benzeri olduğu aşikardır .
Ancak Kur'an'ın nüzulünden daha sonra oluşan İslam kültürü ile birlikte ; her iki inançta da Ye'cûc ve Me'cûc'e ilave olarak , Kıyametin saatinin bilinemeyeceği , Kıyametin bilgisinin ancak Allah katında olduğu , Kıyamet vakti olacak olayların zaten Kıyamet olarak vuku bulacağı ! Bununda karışıklık ve kaos anlamına geldiği , o vakit geldiğinde Müslüman olmamışlarsa hiçbir şeyin , kişinin onları kurtaramayacağı , her an Kıyamete hazır olunması anlatılıp izahat yapıldığı halde ; İslam ilahiyatı içersinde de Hıristiyan Eskatolijisi benzeri bir yapı oluşmuş ve yerleşmiştir .
Hz. İsa'nın gökten yere inmesi , mehdi gibi inançlar da İslam kültüründe  mevcuttur ve Ehl-i Kitap ile benzer görüşlerdir  . 
Müslümanlar da belli yıllarda – genelde yüz yıl – gibi aralıklarla mehdiler , Kıyamet alameti olarak , Şam camisi minaresine inecek olan Hz. İsa bekleyerek kendilerine bir fayda dokunacağını zannetmektedirler .
Tek fark bu olaylar meydana geldiğinde ; Müslümanlarca Kıyamet kopmuş olacak , Hıristiyanlarca Hz. İsa gözetiminde ona inanan ölüler dirilerek , bin yıl daha yaşanıp daha sonra Kıyamet kopacaktır .
Oysa Allah , Kur'an'da Enbiya suresinde anlatılan Ye'cûc ve Me'cûc ile ; Hıristiyan ilahiyatı Eskatoloji'sinde yer alan Gog Magog hikayesi etrafında ortaya çıkarılan batıl Kıyamet olayları inanışını yıkmak , tahrif edilerek oluşturulan bu Hıristiyan inanışını asli unsuruna oturtturmak istemişti .
 
Beş. / sonuç
 
  1. Ye'cûc ve Me'cûc , Zülkarneyn kıssasında yer alan ; karışıklık , kaos , fesat ile eşdeğer niteliklere sahip bir insan topluluğudur .
  2. Zülkarneyn kendisinden Ye'cûc ve Me'cûc'e karşı yardım isteyen topluluğa yardım ederek her iki topluluk arasına set inşa etmiştir .
  3. Zülkarneyn'in amacı müfsit bir topluluğun , mazlum bir topluluğu ezmemesini sağlamaktır .
  4. Zülkarneyn zalimlere karşı , mazlumlara maddi manada set inşa ederek yardım etmiştir ancak , bu set'in muhafazasının , Allah'a kulluk ile olacağını yoksa bu set'in bir fayda sağlayamayacağını beyan etmiştir .
  5. Yani zulme , Allah'a şirk koşmaya başladığınızda ; sizi koruyan bu duvarın dışındaki zalimlerle aynı olursunuz ki , o zaman Allah'ın vadi , koruması kalkar bu duvarlar yıkılır , delinir sizi korumaz denmektedir .
  6. Kur'an'daki Ye'cûc ve Me'cûc anlatımı ; onları ve set'i putlaştırmak için anlatılmamış , bilakis ; Allah'a kullukta örnek alınması için bir araç olarak kullanılmıştır .
  7. Ye'cûc ve Me'cûc inancının benzeri Gog ve Magog etrafında oluşturulan Yahudi ve Hıristiyan inancı " Eskatoloji " Ehl-i Kitab'ı yanıltmaktadır .
  8. Gog Magog karışıklıkları , kaos ortamı oluştuğunda ; artık onları kurtaracak biri olmayacak , hesap günü gelmiş olacaktır .
  9. Asrı saadet döneminden sonra ; İsrailiyat'ın etkisi ile oluşan Ehl-i Kitap Eskatolojisi benzeri İslam kültürü ; Kur'an ayetleri nezdinde yeniden değerlendirilerek Kur'an'i anlayış egemen olmalıdır . 
Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar

     CENGİZ DUMAN

        ARAŞTIRMACI -
                  YAZAR


B
İRİNCİ BASKISI, 2011, İKİNCİ BASKISI
 
2015 YILINDA EKİN YAYINLARI TARAFINDAN
YAYINLANAN, KUR’ÂNKISSALARININ TARİHSELLİĞİ;
2013 YILINDA PINAR 
YAYINLARI TARAFINDAN YAYINLANAN,
KUR’ÂN 
PERSPEKTİFİNDEN ÜÇ KRAL İKİ PEYGAMBER;
2015 YILINDA SÜLEYMANİYE VAKFI YAYINLARI
TARAFINDAN YAYINLANAN,   KUR’ÂN PERSPEKTİFİNDEN
 ZÜLKARNEYN VE YE’CÛC ME’CÛC, İSİMLİ ÜÇ KİTABIN
YANISIRA; İNTERNET ORTAMI ÜZERİNDEN YAYINLANAN
 “DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL” VE
 “MECUSİLİK/ZERDÜŞTLÜK DİNİ” İSİMLİ İKİ E-KİTAB’LARIN
YAZARIDIR. KUR’ÂN-I KERÎM KONULARI, KUR’ÂN KISSALARI
 VE TEVRÂT - İNCÎL KISSALARI BAĞLAMI ÜZERİNDEKİ ÇOK
 YÖNLÜ ARAŞTIRMALARI, TÜRKİYE’DEKİ ÖNDE GELEN
İSLÂMİ DERGİLER VE İNTERNET ÜZERİNDEKİ ÇEŞİTLİ
İSLÂMİ WEB SİTELERİNDE HALEN YAYINLANMAKTADIR.
AYNI ZAMANDA “WWW.KURANKİSSALARİ.COM“ VE
 “WWW.KURANKİSSALARİ.TR.GG” WEB SİTELERİ
MODERATÖRLÜĞÜNÜ SÜRDÜRMEKTEDİR.
 
* KİTAP *  




*E-KİTAP*


 
 
 
DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL

Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol