HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
Giriş:
Toplumun fuhuş girdabına kapıldığı, cinsel bunalımların had safhaya ulaştığı; cinsel ilişkilerin bırakınız gizli olmasını, açık açık, üstelik milyonlara hitabeden basın-yayın organlarınca ballandırıla ballandırıla anlatılıp gösterildiği bir ortamda yaşıyoruz. Bu sapkın ortamda ister istemez bulunan Müslümanlar, karşılaştıkları bu gibi olaylar karşısında alacakları tavır ne olmalıdır?
Bin dört yüz yıldır insanlara hidayet kaynağı olan Kur’an-ı Kerim; insanın yirmi dört saatinde, hayatının her safhası için insanlara yol gösterir. Cinsel konularda da helal haram sınırlarını çizer. İnsan hayatının tabii bir parçası ve aynı zamanda neslin devamı için gerekli olan cinsel ihtiyaçlarda da; yapmalarını istediği işleri emreder. Düştükleri yanlışları gösterir. Toplumu ifsad edecek davranışlardan kaçınmalarını ister. Böylece toplumu refah ve mutluluğa götürecek yöne sevk eder.
Bütün bunları anlatırken geçmiş kavimlerden cinsel konularda sapmalar gösteren; hatta bu sebepten azaba uğrayan Lut kavmini örnek vererek; gerek indiği dönem içerisindeki cahiliyye Araplarına gerekse kıyamete kadar ilahi vahye muhatap diğer toplumlara da bu kıssa örnekliğinde kendilerinin bu hal ve tavırlarını düzeltmelerini ister.
“...Sen bu kıssayı anlat belki üzerinde düşünürler.” (A’raf, 176)
Lut (a) Kimdir?
Kur’an-ı Kerim’de İbrahim (a) anlatılırken, Hz. İbrahim’e inananlardan biri olarak Lut’un ismi geçer.
“Bunun üzerine Lut ona inandı.” (Ankebut, 26)
Bu ayetten Hz. İbrahim ile Lut’un aynı kavimde yaşadığı ve Lut’un Hz. İbrahim’e tabi olduğu anlaşılıyor. Ayrıca Lut kavmini helak için gelen meleklerin Hz. Ibrahim’e de uğraması her ikisinin de yakın coğrafyalarda rasullükle vazifeli olduklarını gösteriyor.
Kur’an, Lut’un yaşadığı yerin cahiliyye arapları tarafindan gerçekleştirilen ticaret kervanlarının yolu üzerinde olduğunu şu ayette anlatır:
“Siz sabah akşam, onların yaşadıkları yerlerden geçmektesiniz. Düşünmeyecek misiniz?” (Saffat, 137-138)
Tevrat’ta Lut’un yaşadığı yerler olarak Sodom ve Gomorra kentlerinin isimleri verilir. Sodom ve Gomorra diye belirtilen yerler bugünkü Ürdün’ün bulunduğu bölgeden ayrılarak Sodom ve Gomorra’nın bulundukları bölgeye yerleşir. Bir müddet sonra Allah Lut’u bulunduğu kavme rasul tayin eder.
“Şüphesiz Lut da resullerdendir.” (Saffat, 133);
“Lut’a da hüküm ve ilim verdik. (Enbiya, 74); “Lut’u rahmetimizin içine aldık; doğrusu o Salihlerdendi.” (Ankebut, 75)
Lut Kavminin Durumu
Lut kavmi, insanın çoğalması için zaruri olan cinsel ihtiyacı, Allah’ın çizdiği sınırların dışına taşırarak, toplumu ifsada götüren haram bir fiile meyletmiştir.
" Lut'da, kavmine şöyle demişti: ‘Doğrusu siz, daha önce bir kavmin yapmadığı bir hayasızlığı yapıyorsunuz erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?”’ (Ankebut, 28-29)
“Kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yanaşıyorsunuz; evet siz cahil bir kavimsiniz.” (Nemi, 55)
“...Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz.” (Şııara, 166)
Oysa Allah: “...Onlar sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz.” (Bakara, 187) diyerek kadın ve erkeği birbirlerinin örtüleri olarak tavsif etmiştir. Helal bir cinsel birleşmenin ancak nikah yolu ile bu iki cins tarafından yapılacağını emretmesine rağmen; Lut kavmi harama meyletmiştir. Dolayısıyla helal birleşmeyi terk ederek; toplumu batağa sürükleyecek erkek erkeğe yapılan haram birleşmeyi tercih etmişlerdir.
“Doğrusu siz alemlerde hiç kimsenin sizden önce yapmadığı bir hayasızlığı yapıyorsunuz?” ayetinde belirtilen “sizden önce hiç kimsenin yapmadığı” ifadesi Lut kavminin yapmış olduğu homoseksüelliğin; daha önce hiç yapılmadığı şeklinde değil, böyle toplumsal olarak büyük boyutlarda daha önce yapılmadığı şeklinde anlaşılmalıdır. Çünkü tarihin her devrinde şu veya bu şekilde bir haram fiili ferdi olarak işleyenler bulunmuş olabilir. Lakin, “kavmi ona koşarak geldi” ve “Toplantılarınızda fena şeyler yaprnıyor ıııusunuz?” ayetlerinden anlaşılacağı üzere, fuhşun bireysel değil toplumsal boyutlarda seyrettiği anlaşılıyor. Bundan dolayı Allah, bu kötü fiilin daha önce bu boyutlarda olmadığını bildiriyor. Lut (a) kavminin Allah’ın emirlerinin çiğnenmesinin devamı halinde geriye dönüşü olmayan bir mecraya sürükleneceklerini,azabın yaklaşmakta olduğunu haber veriyor.
Yukarıdaki ayetlerin cahiliyye Araplarına indiği dönemde homoseksüellik, Lut kavminin yaptığı boyutlarda değildi. Buna rağmen Allah; bu kötü fiilin toplun helake sevk eden bir iş olduğunu, böyle bir fiile yönelenlerin bunu terk etmelerinin en doğru yol olacağını Lut kıssasıyla anlatır.
Lut’un Tutumu
Lut kavmini sürekli olarak uyarır. Yaptıkları filin Allah nezdinde geçerli olmayan bir fil olduğunu hatırlatır.
"Kardeşleri Lut onlara şöyle demişti: Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
“Bilin ki, ben size gönderilmiş bir elçiyim.”
“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
“Buna karşı sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak Alemlerin Rabbidir.”
“Alemlerin içinde erkeklere mi gidiyorsunuz?”
“Ve Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıur musunuz? Siz sınırı aşan bir kavimsiniz.” (Şuara, 161-l66)
Bütün bu uyarılara rağmen Lut kavmi sapıklıkta ısrar eder. İşledikleri günahlar kalb ve gözlerini öylesine köreltmiştir ki, kendilerini helak etmeye gelen insan kılığındaki meleklere de yeltendiler. Buna karşılık Lut (a) onlara şöyle der:
“Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır; sizin için onlar daha temizdir. Allah’tan korkun misafirrimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu?” (Hud, 78)
Lut (a) evine konuk olarak gelen Meleklere yeltenenlere “işte şunlar kızlarımdır; sizin için onlar daha temizdir” diyerek, yaptıkları sapıklığa karşı helal bir alternatif teklif eder.
Buradaki teklif hususunda müfessirlerin bir kısmı "hakiki kızlarıdır" bir kısmı ise “kavminin kızlarıdır” demişlerdir.
"İşte şunlar kızlarımdır" ifadesi ister Lut’un kızları isterse kavminin kızlarını kapsasın fark etmez. Bu teklif Lut kavminin yaptığı işin kötü olduğunu, temiz olanın kadın erkek arasındaki cinsel ilişki olduğunu göstermek içindir.
Lut’un bütün çabalarına karşın kavmi tepki gösterir.
"Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Sen bizim ne istediğimizi bilirsin.” (Hud, 79)
"Onlar şöyle dediler: Ey Lut (bizim yaptığımıza karşı gelmekten) vazgeçmezsen, iyi bil ki sürgün edileceksin. " (Şuara, 167)
"Doğru sözlü isen bize Allah’ın azabını getir.” (Ankebut, 29)
Artık Lut (a), kavminin doğru yola geleceğine dair tüm inancını tüketir. “Keşke size yetecek bir kuvvetim olsa veya sağlam bir yere sığınsam.” (Hud, 80)
Lut'un yapacağı iş Allah’a sığınmak kalmıştı. Bütün gücüyle Allah’a sığınarak ondan yardım ister.
“Rabbim! Bozgunculara karşı bana yardım et.” (Ankebut, 30)
“Rabbim! Beni ve ailemi, onların yapa geldikleri kötülüklerden kurtar.” (Şuara, 169)
Allah Lut’un duasını; ailesinden karısının kalması haricinde kabul eder.“Bunun üzerine geride kalan yaşlı bir kadın dışında, onu ve ailesini, hepsini kurtardık.” (Şuara, 170-171)
Kur’an bize Lut’un karısının suçunu belirtmez. Müfessirler birtakım suçlamalarda bulunmuşlarsa da gaybi bir konu olan bu durum karşısında Kur’an’ın bize verdiği kadarla yetiniyor ve orada duruyoruz.
Kur’an-ı Kerim’de Nuh'un (a) oğlunun, Nuh’un duasına rağmen helak edilmesi olayından sonra anlatılan bu olayda da Lut’un ailesinin kurtulması duasına mukabil karısı helak edilenler arasında yer alır.
Bu olay bize gösterir ki Allah’ın emirlerine karşı gelmiş olan bir kimse, Allah nezdinde peygamber ailesinden de, soyundan da olsa , gerekli cezayı görecektir. Allah nezdinde geçerli olan soy-sop, mevki, makam değil, takvadır.
Helak
Yüce Allah; Lut kavmi hakkındaki emrini Meleklere bildirir. Melekler Lut (a) kavmine varmadan evvel Hz. İbrahim’e uğrayarak ona Allah’ın ihsan ettiği, erkek çocuğu müjdelerler. Melekler Hz. İbrahim’e Lut kavminin helak haberini de bildirirler. Kur’an bize bu muhavereyi şöyle anlatır.
“Andolsun ki elçilerimiz İbrahim’e müjde getirdiler ve ‘selam’ dediler. 0 da: ‘Selam’ dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.
“Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine korku düştü. Dediler ki: ‘Korkma! (Biz melekleriz.) Lut kavmine gönderildik.” (Hud, 69-70)
Bu ayetler bize İbrahim (a) ile Lut'un (a) aynı zaman diliminde yaşadıklarını bildirir.
Konuklar gelince onlara sunduğu yemeği yemediklerini gören İbrahim’in içine bir kurt düşer. Hz. İbrahim konukların yemek yemediklerini görünce onların melek olduğunu anlamıştır. Korkusu, vahiy indirmek için gelmediğini anladığı bu meleklerin kendi kavminin helaki için geldiği sanısına kapıldığı içindir. Melekler hemen onun merakını giderirler:
“Korkma! Biz Lut kavmine gönderildik.”
“İbrahim’den korku gidip kendisine müjde gelince, Lut kavmi hakkında (adeta) bizimle mücadeleye başladı.”
Hz. İbrahim'in meleklerle yaptığı bu mücadele Tevrat metinlerinde İbrahim ile Allah arasında geçen bir konuşma ve pazarlık olarak yansıtılarak; muharref sahneler anlatılmakta, bir kere daha Tevrat'ın hidayet içeriğinin karartılıp yok edilmesini görmemize vesile olmaktadır .
"Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim RAB'bin huzurunda kaldı. "
"RAB'be yaklaşarak, "Haklıyı da haksızla birlikte mi yok edeceksin? diye sordu,"
"Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın? "
Hz İbrahim tarafından Allah'ın adaleti sorgulanır ve Allah'a akıl verilir;
"Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı"
"RAB, "Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım" diye karşılık verdi.
"İbrahim, "Ben toz ve külüm, bir hiçim" dedi, "Ama seninle konuşma yürekliliğini göstereceğim."
"Kırk beş doğru kişi var diyelim, beş kişi için bütün kenti yok mu edeceksin?" RAB, "Eğer kentte kırk beş doğru kişi bulursam, orayı yok etmeyeceğim" dedi. "
"İbrahim yine sordu: "Ya kırk kişi bulursan?" RAB, "O kırk kişinin hatırı için hiçbir şey yapmayacağım" diye yanıt verdi.
"İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, otuz kişi var diyelim?" dedi. RAB, "Otuz kişi bulursam, kente dokunmayacağım" diye yanıt verdi.
"İbrahim, "Ya Rab, lütfen konuşma yürekliliğimi bağışla" dedi, "Eğer yirmi kişi bulursan?" RAB, "Yirmi kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıt ver"
"İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım" dedi, "Eğer on kişi bulursan?" RAB, "On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıt ver"
"RAB İbrahim'le konuşmasını bitirince oradan ayrıldı, İbrahim de çadırına döndü."
Tevrat; takvin babı, 22-33
“İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah’a vermiş biri idi.”
“Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azab mutlaka gelecektir.” (Hud, 74-76)
İbrahim (a) meleklerin vazifesini anlamıştır. Ancak ayetlerin belirttiği gibi, kafir de olsa Lut kavminin helak edilmemesi için Meleklerle tartışır. Hz. İbrahim’in bu hareketi o anlık şoktan dolayıdır, yoksa Meleklerin söylediği gibi Allah’ın azabı geldikten sonra onu kimsenin durduramayacağı aşikardır. Bunu en iyi bilenlerden birisi de İbrahim’dir (a).
Melekler daha sonra Lut (a)’a gelirler. Lut (a) da Hz. İbrahim’in üzüldüğü gibi kavminin helakinden dolayı üzülür. Hz. İbrahim ve Hz. Lut da görülen bu latif tutum peygamberleri kana susamış insanlar gibi göstermek isteyen kafirlere karşı en güzel ibrettir.
“Elçilerimiz Lut’a gelince, (Lut) onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içi daraldı da ‘Bu çetin bir gündür’ dedi.” (Hud, 77)
“Dediler ki: ‘Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar asla sana dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle yürü. Karında başka sizden hiç biri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vadolunan helak zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?” (Hud, 81)
Lut (a)’a Meleklerin bildirdiği hicret emri, Musa (a)’nın Firavun’un adamlarından inananları kaçırdığı zaman da Allah tarafından aynı şekilde bildirilmişti.
“Biz Musa’ya: ‘Kullarımı geceleyin yola çıkar; şüphesiz takip edileceksiniz.’ diye vahyettik.” (Şuara, 52)
Baskı altında yaşayan Musa ve Lut gibi peygamberler toplumlarının helak edilmesi kararlarının akabinde, inananlarla birlikte geceleyin kafirlere fark ettirmeden hicret etmeleri istenir. Kafirlere fark ettirmeden kaçmanın en uygun olduğu zaman gecedir. Lut (a) da ailesinden karısı hariç diğer inananlarla beraber geceleyin kavmini terk ederek yola koyulur.
Tevrat’la Bir Karşılaştırma
Lut kavmini helak ile görevlendirilen meleklerin, İbrahim (a)’e uğraması olayı Tevrat’ta da yer almaktadır. Ancak Kur’an ve Tevrat metinlerinde yer alan bu olayın karşılaştırılması, Tevrat metinlerinin nasıl tahrif edilmiş olduğunu gösterecektir. Bu karşılaştırma aynı zamanda Tevrat’ta anlatılan kıssaların hidayet özelliğinin nasıl kaybolup, karartılıp yerini küfrün , şirkin aldığını rahatlıkla anlatmış olacaktır.
“Ve İbrahim sığırlara koştu, ve körpe ve iyi bir buzağı alıp uşağına verdi, ve onu hazırlamakta acele etti. Ve ayranla süt ve hazırladığı buzağıyı alıp önlerine koydu; ve kendisi yanlarında, ağaç altında durdu, ONLAR DA YEDİLER.” (Tevrat, Tekvin Babı)
Tahrif edilmemiş Tevrat metninde Meleklerin Kur’an’daki ayetlerde belirtildiği gibi sunulan yemeği yemedikleri muhakkaktır. Hz. Musa’dan sonra Tevrat’ı kendi hevalarınca tahrif eden Yahudiler Meleklere yemek yedirttikleri gibi; daha sonraları müşrik Araplar işi meleklerin dişi oldukları; dahası Allah’ın kızları oldukları iftiralarına kadar götüreceklerdir.
Böylece tahrif edilen elimizdeki Tevrat metinleri; insanları hidayete sevk eden bir kitap olmaktan ziyade, şirke, küfre götüren bir kitap konumuna düşürülmüş oluyordu.
Allah’ın Kur’an’ı indirme gayesi de, insanları doğru yola sevk edecek bir kitabın bulunmamasından, elde mevcut Tevrat ve İncil’in tahrif edilmesindendir. Kur’an inmeden cahiliyye döneminde mevcut bulunan muharref ilahi kitaplarda, Allah’ın bildirdiği emir ve kıssalar hedefinden saptırılmış ve tevhidi çizgiden uzaklaştırılmıştı. Tevrat’ın şirk kitabına dönüştüğünün delillerinden bir tanesi de, Lut’un anlatıldığı bölümde Lut’un kızlarının babaları ile yatması iftirasının yer almasıdır ki; bu olay tamamı ile iftira ve kıssanın hidayet içeriğinin tamamen tersyüz edildiğinin, tevhidi çizgiden saptırıldığının göstergesidir. Bu yüzden Tevratın tekvin bölümünde yer alan metinleri vermeyi uygun buluyoruz.
"Lut Soar'da kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki kızıyla kentten ayrılarak dağa yerleşti. İki kızıyla birlikte bir mağarada yaşamaya başladı." .
"Büyük kızı küçüğüne, "Babamız yaşlı" dedi, "Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir erkek yok."
"Gel, babamıza şarap içirelim, soyumuzu yaşatmak için onunla yatalım."
"O gece babalarına şarap içirdiler. Büyük kız gidip babasıyla yattı. Ancak Lut yatıp kalktığının farkında değildi. "
"Ertesi gün büyük kız küçüğüne, "Dün gece babamla yattım" dedi, "Bu gece de ona şarap içirelim. Soyumuzu yaşatmak için sen de onunla yat."
"O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi."
"Böylece Lut'un iki kızı da öz babalarından hamile kaldı. "
"Büyük kız bir oğlan doğurdu ve ona Moav adını verdi. Moav bugünkü Moavlılar'ın atasıdır."
" Küçük kızın da bir oğlu oldu ve adını Ben-Ammi koydu. O da bugünkü Ammonlular'ın atasıdır." (Tevrat; takvin babı, 30-38)
Sonuç
a) Allah’ın bize Lut kıssasını anlatmasının ilk amacı muharref Tevrat vasıtası ile Mekke insanlarının edindikleri yalan yanlış bilgileri düzeltmektir.
b) Kıssanın anlatılması ile yeryüzündeki bütün cahiliye toplumlarında olduğu gibi Mekke cahiliyye toplumunda da görülen sapık bir münasebet şekli, erkek erkeğe yapılan cinsi ilişki mahkum edilir.
c) Dahası ferdi olmaktan ziyade, yani yapanların varolduğu halde bilinmediği bir yapıdan çok, aleni üstelik toplumsal olarak yapılan bir fil haline gelen cinsel suçların azaba müstahak olduğu anlatılır.
d) Günümüzde yapılan bu çirkin fiillerin boyutu Lut kavminin yaptığı toplumsal pisliğin çok ilerisindedir. Erkek erkeğe, kadın kadına evlenmenin normal görüldüğü, homoseksüel olimpiyatları gibi tertiplerle global çirkinliklerin bir araya getirildiği, Olimpiyatlarla erkeklerin kadın, kadınların erkek olarak yaşamak istedikleri bir dünyanın sapıklıkta Lut kavminden çok ileri olduğunu söylemek yanlış bir tespit olmasa gerektir.
e) Bir peygamberin yüzü suyu (!) hürmetine dahi onun ailesinden biri olan karısının dahi affedilmediği Nuh (a)’un oğlunun cezalandırılmasından sonra ikinci bir örnek olarak muhataplara sunulur.
t) 0 halde Allah’ın kınadığı bu fiilin kötülüğü ve bunun getireceği belalar tüm insanlara hatırlatılmalıdır.
Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar |