Yuşa peygamberin kimlik ve kişiliği
Yuşa peygamberin kimlik ve kişiliği



 
a- Tevrat’a göre:
Tevrat’a göre Yeşu(Yuşa); İsrail oğulları kavminin on iki sıbtından biri olan Efraim sıbtından Nun adlı birinin oğludur. Efraim sıbtının özelliği Yusuf peygamber’in sulbünden gelmesidir. Yusuf peygamber Mısır’da yönetime geçtiği zaman Firavun tarafından Mısır’lı bir hanımla evlendirilir.[3] Ondan iki çocuğu olur. Büyüğünün adı Manasse diğerinin adı Efraim’dir. Ancak Yakup (a.s) İsrail oğulları geleneğinin tersine; kendisinin kutsanmasında olduğu gibi, İlk doğan Manesse’yi değil küçük olan Efraim’i kutsar. “(Yakup)Bilirim oğlum bilirim; o da bir kavm olacak, o da büyük olacak; fakat küçük kardeşi (Efraim) kendisinden daha büyük olacak ve onun zürriyeti milletler cumhuru olacak. Ve o günde onları mübarek kılıp dedi: Allah seni efraim ve manesse gibi etsin diyerek İsrail sende hayır dua edecektir.”[4]
Yeşu, Yusuf sulbünden ve Yakup peygamberin kutsadığı Efraim sıbtından olmakla kudsiyet olarak da ayrı bir önem kesbettiği anlaşılmaktadır.
Asıl adı “Hoşea” olan Yeşu; İsrail oğullarının Mısır “Çıkış”ından sonra Hz. Musa’nın her an yanında ve onun hizmetinde bulunan bir kişidir.
Bunun yanı sıra “Çıkış” sonrası Amelekler ile yaptığı savaşlar ve istihbarat amacıyla yollandığı “Kenan” topraklarında gösterdiği başarılı faaliyetleri onun bu konularda Hz. Musa’nın en büyük yardımcısı olduğunu göstermektedir. Allah’a teslimiyeti ve Hz. Musa’ya olan sadakati yüzünden Musa (a.s) tarafından Yeşu olarak isimlendirilmiştir. ”Musa Nun oğlu Hoşea'ya Yeşu adını verdi.”[5] İbranice bir kelime olan Hoşea "Kurtuluş" anlamına gelmektedir.
 
b- İslam kaynaklarına göre:
İslami kaynaklarında iki yerde kendisinden zımnen bahsedilen Yuşa’nın, zımnen ilk defa, Resmî sıralamadaki beşinci sure olan Maide suresi 23. ayetinde geçmektedir. “Kâle raculâni minellezîne yehâfûne en’amallâhu aleyhim edhulû aleyhimul bâbe, fe izâ dehaltumûhu fe innekum gâlibûne ve alâllâhi fe tevekkelû in kuntum mu’minîn” “Korkanların içinden Allah'ın kendilerine lütuf da bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine kapıdan girin; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. Eğer müminler iseniz ancak Allah'a güvenin.”
Müfessirler kıssada anlatılan “kâle raculâni” “iki kişi”yi, Tevrat’taki Musa kıssasında isimleri geçen “Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev” olarak yorumlamışlardır. “İbn Abbas ve başkaları şöyle demiştir: Bu iki kişi, Yûşa ile Yûkanna oğlu Kâlib'dir. Baba­sının adının Kâniyâ olduğu da söylenmektedir. Bunların ikisi de on iki nakîbden idiler.”[6]Bu iki kişinin Yûşa’İbn Nûn ile Kâbir İbn Yufennâ olduğu söylenir.”[7] “Âyette bahsedilen iki kişi, Yûşa İbn Nûn ile Kâleb İbn Yûfennâ'dır.”[8]
Yine İslami kaynaklarda, Yuşa’nın zımnen bahsedildiği ikinci yer olarak Kehf Suresi 60. ayetinde geçen “Ve iz kâle mûsâ li fetâhu” “Ve Musa, genç arkadaşına..” ifadesidir. Tefsirlerin genelinde, Kur’an-ı Kerim’deki, Âlim kul ve Musa kıssasının anlatıldığı kıssada yer alan ancak ismi açıkça zikredilmeyen Hz. Musa’nın arkadaşının, Tevrat kıssasında adı geçen “Nun oğlu Hoşea/Yeşu “ olduğu görüşü yer almaktadır. “Kaffal'ın Süfyân İbn Uyeyne'den. Onun da Amr İbn Dinar'dan, onun Said İbn Cübeyr'den, onun İbn Abbas'tan, İbn Abbas'ın Ebu Hureyre'den, Ebu Hureyre'nin Ubeyy İbn Ka'b'tan, onun da Hz. Peygamber'den rivayetine göre Hz. Peygamber, o genç adamın Yuşa İbn Nûn olduğunu söylemiştir.”[9]
Bazı müfessirler, Yuşa’nın; Hz. Musa’nın kız kardeşinin oğlu olduğu kanaatindedirler.Yusuf (as)ın oğlu İf-râim'in oğlu Nun oğlu Yuşa'dır. Bunun Musa (as)ın kız kardeşinin oğlu oldu­ğu da söylenmiştir.”[10]
Müfessirler, Hz. Musa’nın yardımcısının, Musa nezdindeki konumu üzerinde de ihtilaf etmişlerdir. Yuşa’nın, Hz. Musa’nın kölesi mi, hizmetkârı mı, arkadaşı mı olduğu hususu tartışılmıştır.[11] 
Bazı müfessirler Kehf Suresindeki “Ve iz kâle mûsâ li fetâhu lâ ebrehu hattâ ebluga mecmeal bahreyni ev emdıye hukubâ” 60. ayette geçen “fetâ” kelimesine köle anlamı vererek, Yuşa’nın, Hz. Musa’nın kölesi olduğunu yorumlamışlardır. “Amr İbn Ubeyd, Hasan el-Basri'nin, Cenâb-ı Hakk'ın, "Bir zamanlar Musa, yardımcısı gence şöyle demişti: ... Kadar gideceğim" ayetindeki "fetâ genç adam" kelimesine, Musa'nın kölesi manasını verdiğini rivayet etmiştir. Kaffal şöyle der: "Dil, Duna müsaittir. Hz. Peygamber (s.a.s)'in, "Sizden biriniz," benim kölem, benim cariyem" demesin; o, "yiğidim, benim kızım" desin' buyurmuştur. Bu da, onların, köleye "fetâ"; cariyeye de, "fetât" dediklerini gösterir.”[12]
Bazı müfessirler ise; ayette yer alan "fetâ” kelimesinin, hizmetçi manasına geldiğini yorumlayarak, Yuşa’nın, Hz. Musa’nın hizmetçisi olduğunu tefsir etmektedirler. “Onun genç arkadaşı ise Yuşa b. Nun b. Efraim b. Yusuf (a.s.)'dır. Hz. Mu­sa'nın hizmetçisi idi. Arap dilinde hizmetçiye fetâ (genç delikanlı) adı verilir.”
Bazıları ise hem hizmetçi hem yardımcı anlamı verirler. “Rivayete göre, ayette geçen bu “hizmetçi” ya da “yardımcı”, Hz. Musa'nın ölümünden sonra İsrail oğullarının başına geçen Yeşu idi.”[13]
 Arap dilindeki “Fetâ” kelimesinin köle anlamından mündemiç olduğunu belirterek Yuşa’nın, Hz. Musa’nın kölesi olduğunu belirtenlerin yorumu esas alındığında; Yuşa’nın, Hz. Musa’nın kız kardeşinin oğlu olduğu yorumlarının bir değeri kalmamaktadır. Çünkü kız kardeşin oğlunu köle edinmek normal bir insan için düşünülemeyeceği gibi Hz. Musa gibi bir peygamber açısından yakışık almadığının yanısıra makul da değildir.
Ancak İsrail oğullarından birini köle edinmenin Tevrat hukukuna göre mümkün olduğunu belirtmemizde fayda vardır. Şayet Hoşea/Yeşu köle statüsünde iken Hz. Musa tarafından satın alınan biri idiyse o takdirde “mûsâ li fetâhu” ayetinde geçen “fetâ” kelimesine yüklenen “köle” manasına itibar ederek Yuşa’nın, Hz. Musa’nın kölesi olduğu hükmüne varabiliriz. Ancak Yine Tevrat hükümlerine göre Musa’nın(a.s) bir müddet sonra onu azat ederek hür statüye döndürdüğünü de kabul etmemiz gerekmektedir.
Tevrat’ta yer alan bu köle statüsüne dair hükme bakalım: “Eğer İbrani kardeşlerinizden bir erkek ya da kadın size satılırsa, altı yıl size kölelik edecek, yedinci yıl onu özgür bırakacaksınız.”[14] O halde Yuşa, Hz. Musa’nın yanındayken önce köle sonra hür bir kişi olarak hizmetinde bulunmuştur diyebiliriz.
Yuşa’nın Hz. Musa’nın yanındaki konumunu değerlendirmede müfessirlerimizin bir  metod takip etmemesi ya da usul eksikliği hemen göze çarpmaktadır. Esasen Kur’an kıssaları ile ilgili yazılarımızda zaman zaman değindiğimiz gibi; kıssalar bağımsız bir disiplin, bir ilim dalı olarak değerlendirilmediği müddetçe geçmiş müfessirlerin, kıssalara olan usulsüz yaklaşımları bizlere açılımlar sağlamayacaktır. Genelde tüm Kur’an kıssalarında, özelde peygamber kıssalarında takip edilen metod eskilerin yazdıklarını rivayet edip bunları şerh ederek devam ede gelen tarzdır. Bu metod da hem aynı ifadelerin tekrarı hem de evvelki hataların sonrakilerde de devam ettirilmesine yol açmaktadır.
Kıssalar tefsir, tarih, dinler tarihi, coğrafya, arkeoloji, v.s gibi ilim dallarından yararlanılarak belli bir metot çerçevesinde yeniden yorumlanmadığı müddetçe kıssaların anlaşılması hususunda açmazlarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.
Bu çalışmamızda da gördük ki, Ortadoğu coğrafyası hakkında yeterli malumat sahibi olmayanların, Yuşa peygamberi İstanbul’a, Şama kadar getirerek oraları da fethettirmişlerdir. Tarihi ve coğrafi gerçeklere aykırı tüm bu durumlar kıssalara olan metod eksikliğinden kaynaklanmaktadır kanaatindeyiz.
Yuşa peygamber kıssasının anlaşılması konusunda da bu metod eksikliğini yaşamaktayız. Yuşa ile İsrail oğulları peygamberi Musa’yı ilişkilendirenler her nedense Tevrat metinlerindeki Yuşa ile ilgili kıssa bölümlerinden faydalanmayı ya düşünememekte ya da usulsüz, keyfi! Ya da mesnetsiz hareketle, istedikleri biçimde yorumlar öne sürmektedirler. Bu yüzden Yuşa’nın konumu üzerinde faydasız bir sürü spekülasyonlar üretildiği görülmektedir.
 
Hz. Musa ve Yeşu(a.s) yakınlığı:
 
Yuşa, Hz. Musa’nın yardımcısıydı. Musa’nın(a.s) ağabeyi olan peygamber Harun’dan(a.s) bile ona daha yakın ve her an onun hizmetinde olan birisiydi. Bunu “Çıkış” sonrası İsrailoğulları, Sina çöllerinde ilerlerken onları durdurmaya çalışan Amelek kavminin ordusu ile çarpışmak üzere Hz. Musa’nın hemen Yeşu’yu savaş için görevlendirilmesinde görmekteyiz. “Ve Amelek geldi, ve İsrail’le Refidimde cenk etti.Ve Musa Yeşu’ya dedi: Bize adamlar seç, ve çıkıp Amelek’le cenket…..Ve Yeşu Musa’nın kendisine dediği gibi yaptı, ve Amelek’le cenketti.”
 Daha sonraki İsrailoğullarının “Çöl sürgünü” akabinde “Kenan” topraklarında yaptığı istihbarat faaliyetleri ve bunun neticeleri üzerinde İsrailoğullarını ikna gayretleri; Yuşa’nın İsrailoğulları arasında temayüz ettiğini ve Hz. Musa’nın en büyük yardımcısı ve talebesi olduğunu bize göstermektedir.
Hz. Musa, Allah ile Tur dağındaki görüşmelerine Yuşa ile gider onu yanından ayırmazdı. Yuşa, Hz. Musa’nın neredeyse her anına şahitlik eden ve onun nebevî terbiyesinden yararlanabilen bir kişilikti.
Musa, Allah ile buluşmaya çıkarken, Yuşa onunla birlikte o mevkie kadar gelebilmektedir. Tevrat metinlerinde, Hz. Musa ile Yuşa’nın yakın ilişkisi şöyle aktarılmaktadır: Hz. “Musa'yla yardımcısı Yeşu(Yuşa) hazırlandılar. Musa Tanrı Dağı'na(Tur) çıkarken…”[15]
Hz. Yuşa, Allah ile buluşan Hz. Musa’yı dönene kadar beklemektedir. “Musa (Allah ile buluşmasından) döndü, elinde antlaşma koşulları yazılı iki taş levhayla dağdan indi. Levhaların ön ve arka iki yüzü de yazılıydı.” Görüldüğü gibi Hz. Musa’nın Allah’tan aldığı emirlere dair somut eşya “levhalar”a ilk şahitlik Hz. Yuşa tarafından yapılmaktadır.
 Hz. Yuşa aynı zamanda İsrail oğulları ile Hz. Musa arasında bağlantıyı sağlamaktadır. “Yeşu, bağrışan halkın sesini duyunca, Musa'ya, "Ordugâhtan savaş sesi geliyor!" dedi.”[16]
Yuşa’nın, Hz. Musa’nın, Allah ile buluşmalarında kullandığı “Ohel Moed” kutsal “buluşma çadırı”nda onun Allah ile buluşmasından sonra nöbet beklediği de açıklanmaktadır. “Rab, Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu. Sonra Musa ordugâha dönerdi. Ama genç yardımcısı Nun oğlu Yeşu çadırdan çıkmazdı.”[17] Böylelikle kutsal buluşma çadırının, kutsiyetinin, insanlar tarafından bozulması Yuşa tarafından önlenmiş olmaktadır ki, böyle önemli bir görev Tevrat’a göre sadece onun vasıflandırdığı birine verilebileceğinden bu durum aynı zamanda Yuşa’nın, Hz. Musa yanındaki konumunu daha iyi anlamamız açısından da önemlidir.
Hz. Yuşa’nın “Ohel Moed” ile ilgili bu konumunun, daha önce İsrail oğullarından hiç kimseye verilmediği gözlemlenmektedir. Ta ki Hz. Harun ve oğulları “Kohen” ilan edilinceye kadar… Belirlenen bu statüden sonra “Buluşma çadırı”na girmek ve oradaki “ahit sandığı” ve diğer kutsal eşyalara el sürmek, taşımak ayrıca bir ritüel haline getirilmiş ve yalnızca Tevrat’ta belirtilen özel kişiler tarafından gerçekleştirilebilmiştir.En kutsal eşyalara yaklaşınca ölmemeleri için şöyle yapın: Harun'la oğulları Kutsal Yer'e girecek, her adamı göreceği işe atayıp ne taşıyacağını bildirecek.” “Ancak Kehat oğulları içeri girip bir an bile kutsal eşyalara bakmamalı, yoksa ölürler."[18]
Yuşa’nın, Hz. Musa nezdindeki bu konumunun, Kur’an-ı Kerimde de benzer şekilde beyan edildiğini görmekteyiz. Kehf suresinde serdedilen Âlim kul ve Musa kıssası anlatımına başlanırken, Hz. Musa ve onun yardımcısından bahisle olaylar anlatılmaya başlanmaktadır.
Tevrat’ta yer alamayan bu kıssada Hz. Musa çok önemli bilgiler edineceği Âlim kul ile görüşmesine yine Tevrat’taki Musa kıssasında gözlemlediğimiz tutumu ile yanında yardımcısı Yuşa ile gitmektedir. “Bir vakit Musa genç adamına demişti ki: "Durup dinlenmeyeceğim; tâ iki denizin birleştiği yere kadar varacağım yahut senelerce yürüyeceğim." [19] 
Kur’an’da beyan edilen kıssada Yuşa’nın ismi geçmemekte ancak Musa’nın(a.s) yanında bir yardımcısı olduğu beyan edilmektedir. Tevrat’ta yer alan veriler ile Kur’an kıssası ayetleri karşılaştırıldığında Yuşa hakkındaki bilgilerde bir uyum sağlandığı görülmektedir. Çünkü Tevrat’ta da Kur’an’da da yer alan Musa kıssalarında Hz. Musa’nın yanında ve hem de önemli aşamalarda bir arkadaşı/kölesi/yardımcısı/genç adamı olduğu anlatılmaktadır. Dolayısı ile bu durum Kur’an-ı Kerim’de kendisinden bahsedilen Hz. Musa’nın yardımcısının, Tevrat’ta ismi açıkça geçen Yeşu(Yuşa) olduğunda şüpheye yer bırakmamaktadır.
Bu hususta bir başka ayrıntı daha öne sürmek mümkündür. Yukarıda verdiğimiz Tevrat metinlerinde görüldüğü gibi Yuşa nasıl ki, Hz. Musa ile Allah arasındaki buluşmalarda son mekâna kadar gelip orada bekliyorsa, Kur’an’da anlatılan Âlim kul ve Musa kıssasında beraber çıktıkları yolculukta Âlim kul ile buluştuktan sonra; Âlim kul ile Musa’nın birlikte yaptıkları yolculuğa katılmadığı görülmektedir. “(Âlim kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! Dedi.” “Bunun üzerine yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman….”[20]  Âlim kul ile buluşmaya Yuşa ile beraber gelen Hz. Musa, Âlim kul’la buluştuktan sonra önemli olaylara tanık olacağı yolculuğa Hz. Yuşa olmadan çıkmaktadır. Bu durum Tevrat’taki Yeşu’nun konumu ile çok benzerlik sağlamaktadır.
Neticede her iki kıssadaki ayrıntılar incelendiğinde bulunan benzerlikler Kur’an’da anlatılan Hz. Musa’nın yardımcısının, Tevrat’ta bahsedilen Musa’nın yardımcısı Yeşu (Yuşa) olduğunu bize izhar etmektedir.
 
Yuşa’nın(Yeşu) akidevi durumu:
 
Uzun süre Hz. Musa’ya hizmet eden Yuşa, aynı zamanda onun nebevî eğitiminden de yararlanmaktaydı. Allah’a teslimiyeti ve onun resulü Hz. Musa’ya itaati çok yüksekti. Yuşa’nın Allah’a olan teslimiyet ve Hz. Musa’ya bağlılığının en güzel anlatımlarından biri de “Arz-ı Mev’ud”a yapılan istihbarat görevinden dönüşte sergilenmektedir.
Hz. Yuşa, İsrail oğullarının Mısır “çıkış”ından sonra Hz. Musa tarafından “Kenan” diyarı topraklara, İsrail oğulları lehine istihbarat yapması amacıyla Efraim sıbtını temsil etmesi için seçilerek gönderilen biriydi. “Rab Musa'ya, "İsrail halkına vereceğim Kenan ülkesini araştırmak için bazı adamlar gönder" dedi, "Ataların her oymağından bir önder gönder."[21]
Tanrı Yehova’nın isteği üzerine sıbt’lardan birer görevli isteyen Hz. Musa’ya Efraim sıbtını temsilen Hoşea gönderilir. “Efrayim oymağından Nun oğlu Hoşea”[22]
Hz. Musa’nın “Kenan” topraklarına yolladığı görevliler 40 gün boyunca Gözlem yaparak istihbarat toplarlar. Tevrat istihbarat elemanlarının “Kenan” topraklarında geçirdikleri bu süreyi, “Çöl sürgünü” cezası miktarıyla orantılayarak verir: “Ülkeyi araştırdığınız günler kadar her gün için bir yıldan kırk yıl suçunuzun cezasını çöllerde çekeceksiniz.”[23] on iki adam yollandığı halde bunlardan yalnızca ikisi; Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev, vaat edilen topraklarda gördüklerini, Allah’ın istediği biçimde yorumlayarak Hz. Musa ve İsrail oğullarına bildirirler. Diğer haberciler, gördüklerinden kendileri korktukları gibi İsrail oğullarının da gözünü korkuturlar.
Tevrat bu vakıayı şöyle aktarmaktadır: “Araştırdıkları ülke hakkında İsrailliler arasında kötü haber yayarak, "Boydan boya araştırdığımız ülke, içinde yaşayanları yiyip bitiren bir ülkedir" dediler, "Üstelik orada gördüğümüz herkes uzun boyluydu.” ” Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük."[24] 
“Kenan” toprakları hakkında olumsuz haber getiren ajanların anlattıklarının İsrail oğullarını yılgınlığa düşürdüğü anlaşılmaktadır. “O gece bütün topluluk yüksek sesle bağrışıp ağladı.” “Bütün İsrail halkı Musa'yla Harun'a söylendi. Onlara, "Keşke Mısır'da ya da bu çölde ölseydik!" dediler,” "RAB neden bizi bu ülkeye götürüyor? Kılıçtan geçirilelim diye mi? Karılarımız, çocuklarımız tutsak edilecek. Mısır'a dönmek bizim için daha iyi değil mi?" Sonra birbirlerine, "Kendimize bir önder seçip Mısır'a dönelim" dediler.”[25]
Oysa Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev; İsrail oğullarına hitap ederek onları şöyle ikna etmeye çalışırlar: “Ülkeyi araştıranlardan Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev giysilerini yırttılar. Sonra bütün İsrail topluluğuna şöyle dediler:….Ancak Rab'be karşı gelmeyin. Orada yaşayan halktan korkmayın. Onları ekmek yer gibi yiyip bitireceğiz. Koruyucuları onları bırakıp gitti. Ama Rab bizimledir. Onlardan korkmayın!"[26] Tevrat’ta anlatılan bu vakıa Yuşa’nın Allah’a teslimiyeti ve Musa peygambere sadakatini çok veciz biçimde izah etmektedir kanaatindeyiz.
Tevrat’taki Musa kıssasında anlatılan bu olay benzer biçimde Kur’an’ı Kerim’de de anlatılmaktadır. “Bir zamanlar Musa, kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Allah'ın size (lütfettiği) nimetini hatırlayın; zira O, içinizden peygamberler çıkardı ve sizi hükümdarlar kıldı. Âlemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi.” “Ey kavmim! Allah'ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybederek dönmüş olursunuz.”   “Onlar şu cevabı verdiler: Yâ Musa! Orada zorba bir toplum var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz.” “Korkanların içinden Allah'ın kendilerine lütuf da bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine kapıdan girin; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. Eğer müminler iseniz ancak Allah'a güvenin.”[27]
Allah’a olan tam teslimiyet ve onun resulü Hz. Musa’ya itaatleri, her iki kişiyi de çöldeki İsrail oğulları sürgünü esnasında Yehova’nın gazabından emin kılmıştır. Bunun en bariz anlatımını Mısır “çıkış”ı sonrası “Arz- Mev’ud”a girmekten imtina eden İsrail oğullarının lanetlenerek çeşitli hastalık ve diğer sebeplerle ölmesine rağmen Yeşu ve Kalev’in hayatta kalmalarıdır. “Çünkü Rab o dönemde sayımı yapılan İsrailliler'in kesinlikle çölde öleceğini söylemişti. Onlardan Yefunne oğlu Kalev'le Nun oğlu Yeşu'dan başka kimse sağ kalmamıştı.”[28]
Kur’an-ı Kerim, Maide suresindeki ayette de bu iki kişiye lütuf verildiği belirtilerek Tevrat’ta anlatılan olaya ve akışına atıfta bulunulmaktadır. ”Korkanların içinden Allah'ın kendilerine lütuf da bulunduğu iki kişi …”
Tevrat’ta ve Kur’an’da yer alan bu hususlar Yuşa’nın, Hz. Musa’nın yanındaki yeri kadar Allah nezdinde de makbul bir konumda olduğunu bizlere göstermektedir.




Cengiz Dyuman
Araştırmacı-Yazar



Dipnotlar:
-------------------------------------------------------------
[3]Tevrat;Tekvin,Bab41/15
[4]Tevrat;Tekvin,Bab48/19
[5] Tevrat;Sayılar,Bab13/16.
[6] İmam Kurtubi, el-Câmiu li-Ahkâmil’l-Kur’an, c. 6, s.144.
[7] İbn Kesîr, Muhtasar Kur’an’ı Kerim Tefsiri, c.1, s.545. D.İ.B Kur’an yolu meal ve tefsir, c.II, s.247. Muhammed Esed, Kur’an mesajı, c.1 s.191.
[8] Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb,c.9, s.19.
[9] Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, c.15, s.213. Mehmed Vehbi, Hülasat’ül Beyan, c.7-8, s.3148. Muhammed Esed, Kur’an mesajı, c.II s.598. İbn Kesîr, Muhtasar Kur’an’ı Kerim Tefsiri, c.III, s.1360.Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, cV, s.314. Prof. Dr. Muhammed Mahmud Hicazi, Furkan Tefsiri, c.III, s.492.
[10] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, c.11, s.59. D.İ.B Kur’an yolu meal ve tefsir, c.III, s.569. Ali Arslan, Büyük Kur’an Tefsiri, c.X , s.524.
[11] Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, c.V, s.367.
[12] Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, c.15, s.213.
[13] Muhammed Esed, Kur’an mesajı, c.II s.598.
[14] Tevrat;Tesniye,Bab15/12.
[15] Tevrat;Çıkış,Bab24/13.
[16] Tevrat;Çıkış,Bab32/15,17.
[17] Tevrat;Çıkış,Bab33/11.
[18] Tevrat;Sayılar,Bab4/19-20.
[19]Kur’an/18Kehf suresi/ 60.
[20]Kur’an/18Kehf suresi/ 70-71.
[21] Tevrat;Sayılar,Bab13/2.
[22] Tevrat;Sayılar,Bab13/6.
[23] Tevrat;Sayılar,Bab13/34.
[24] Tevrat;Sayılar,Bab13/32-33.
[25] Tevrat;Sayılar,Bab14/1-4.
[26] Tevrat;Sayılar,Bab14/6-9.
[27] Kur’an/5Maide Suresi /23.
[28] Tevrat;Sayılar,Bab26/65.
 

     CENGİZ DUMAN

        ARAŞTIRMACI -
                  YAZAR


B
İRİNCİ BASKISI, 2011, İKİNCİ BASKISI
 
2015 YILINDA EKİN YAYINLARI TARAFINDAN
YAYINLANAN, KUR’ÂNKISSALARININ TARİHSELLİĞİ;
2013 YILINDA PINAR 
YAYINLARI TARAFINDAN YAYINLANAN,
KUR’ÂN 
PERSPEKTİFİNDEN ÜÇ KRAL İKİ PEYGAMBER;
2015 YILINDA SÜLEYMANİYE VAKFI YAYINLARI
TARAFINDAN YAYINLANAN,   KUR’ÂN PERSPEKTİFİNDEN
 ZÜLKARNEYN VE YE’CÛC ME’CÛC, İSİMLİ ÜÇ KİTABIN
YANISIRA; İNTERNET ORTAMI ÜZERİNDEN YAYINLANAN
 “DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL” VE
 “MECUSİLİK/ZERDÜŞTLÜK DİNİ” İSİMLİ İKİ E-KİTAB’LARIN
YAZARIDIR. KUR’ÂN-I KERÎM KONULARI, KUR’ÂN KISSALARI
 VE TEVRÂT - İNCÎL KISSALARI BAĞLAMI ÜZERİNDEKİ ÇOK
 YÖNLÜ ARAŞTIRMALARI, TÜRKİYE’DEKİ ÖNDE GELEN
İSLÂMİ DERGİLER VE İNTERNET ÜZERİNDEKİ ÇEŞİTLİ
İSLÂMİ WEB SİTELERİNDE HALEN YAYINLANMAKTADIR.
AYNI ZAMANDA “WWW.KURANKİSSALARİ.COM“ VE
 “WWW.KURANKİSSALARİ.TR.GG” WEB SİTELERİ
MODERATÖRLÜĞÜNÜ SÜRDÜRMEKTEDİR.
 
* KİTAP *  




*E-KİTAP*


 
 
 
DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL

Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol