İSLAMOĞLU HOCANIN POPİLİZMİ; ASHAB-I KEHF MAĞARASI AFŞİN’DE
İSLAMOĞLU HOCANIN POPİLİZMİ; ASHAB-I KEHF MAĞARASI AFŞİN’DE
(buradaki ruhaniyet daha güçlü geldi gibi geldi bana)
 
 
 
 
 
 
Giriş:
 
                Ailemizin televizyonu olan Hilal tv’nin kadim programlarından biri de “Vahyin penceresinden”[1] programıdır. Hilal tv’nin kuruluşu ile birlikte yayınlanmaya başlayan bu program, Mustafa İslamoğlu’nun, Kur’an tefsirine yönelik görüşlerini beyan ettiği bir program olma özelliğini taşımaktadır. Her Cuma akşamı yaklaşık üç saat süren, uzun soluklu bir programı seyretmek, hele dikkatle seyretmek, ekran başındaki bizler için hayli çaba gerektirse de biz bunu seve seve yapmaya çalışıyoruz.
                “Vahyin Pencerisinden” programının 13 Mayıs 2011 tarihinde yayınlanan bölümü, Kahramanmaraş’ın, Afşin ilçesindeki “Ashab-ı Kehf”!Mağarasından canlı olarak gerçekleştirildi. Hem ilgi alanımız olan “Kur’an kıssaları”ndan biri olan Ashab-ı Kehf kıssasının anlatılacağı bir program olması ve hem de stüdyo dışı değişik bir mekândan canlı yayının verdiği çekicilik ve heyecan ile programı seyretmeye koyulduk.
Bu program bittiğinde Ashab-ı Kehf kıssası ve Kur’an kıssaları hakkında Mustafa İslamoğlu’nun yaptığı açıklamaları duyunca hayal kırıklığına uğradım. Bu hayal kırıklığı ile bir program esnasında tuttuğum notlara bir de M. İslamoğlu’nun gerekçeli meal tefsirindeki Ashab-ı Kehf kıssası sayfalarında yazdıklarına baktım. Dehşet!.... Hocanın televizyon programında söyledikleri ile yazdıkları arasında müthiş tenakuzlar var….
Neticede, Hilal tv’nin video arşiv[2] sayfasındaki “Vahyin Penceresi” programının Afşin’de çekilen videoları koyuluncaya kadar bekledim. Program sırasındaki aldığım notlar ile videolardaki M. İslamoğlu’nun ifadelerini karşılaştırdım. İş bize düştü ve videolardaki ilgili kısımları metin haline getirerek iş bu yazıyı kaleme almaya başladık.
M. İslamoğlu’nun “Vahyin penceresinden” programdaki bazı görüşleriyle ilgili olarak daha evvel bir yazı kaleme almıştık[3]. Bu yazımızda da M. İslamoğlu’nun; Kahramanmaraş’ın, Afşin ilçesindeki “Ashab-ı Kehf”!Mağarasından; Ashab-ı Kehf kıssası ve diğer Kur’an kıssaları ile ilgili görüşlerine karşı eleştirilerimizi kaleme alacağız. Seri yazılar olarak sunacağımız bu yazı dizisinin ilk konusu, M. İslamoğlu’nun, Ashab-ı Kehf’in coğrafyasına dair popilist yaklaşımı olacaktır. Dolayısıyla bu ilkyazımızda M. İslamoğlu’nun Ashab-ı Kehf coğrafyası ile ilgili görüşlerini ele alarak sorgulayacağız.
 
Ashab-ı Kehf mağarasının yeri neresi:
 
                M. İslamoğlu’nun, “Vahyin Penceresi”nin Afşin, Ashab-ı Kehf mağarasından yapılan programındaki konuşmasında, Ashab-ı Kehf mağarasının nerede olduğuna dair görüşlerini aktarırken şu ana tespiti yapmaktadır: “….Bu iddiada olan 12-13 mekan var. Afşin, Tarsus, Efes, Amman, Cezayir, Fas, Endülüs, Afganistan, Türkmenistan, Doğu Türkistan….Efendim…Ashab-ı Kehf, benimdir diyen birçok yer var…..”[4]   Yani Ashab-ı Kehf’in yaşadığı iddia edilen birçok mevki bulunmaktadır. Bunun yanı sıra bu yerleri Ashab-ı Kehf’in yaşadığı yerler olarak benimseyen ve sahiplenen birçok halk var.
                İslamoğlu, Ashab-ı Kehf’in yaşadığı yer veya sığındıkları mağaranın yeri hakkında çeşitli iddiaların olduğunu beyan ederken yıllar önce incelediği ve yine yıllar önce Ashab-ı Kehf’in yaşadığı yer olarak meal/tefsirinde açıkladığı yeri söylememektedir. Buna mukabil olarak meal/tefsirinde serdettiği bu kanaate nasıl ulaştığını, usul ve fikirlerini açıkça deklere etmemektedir. Neden?
                Bunun nedenini konuşmasının devamından anlamaktayız. İslamoğlu; Ashab-ı Kehf’in yaşadığı yerlerle ilgili açıklama yaparken kendi tespitini hazfetmesinin sebebi; popülizm yaparak, kendisini davet eden Afşin belediye başkanına, Afşin’in “Kur’an halkaları”na ve ora halkına bir jest yapmak istemesidir.  
Bakınız İslamoğlu hoca, nasıl jest veya popilizm yapmaktadır: “ Ben buna benzer müesseseyi Amman’da da gördüm. Orada da ziyaretçisi eksik olmuyor. Ama bu kadar görkemli değil. Hiç bu kadar görkemli değil. Bu kadar büyüğünü görmedim. Efes’e de gittim. Efendim… Ama ben bu kadar muhteşemini görmedim. Dolayısıyla buradaki ruhaniyet daha güçlü geldi gibi geldi bana…….”[5]  Konuşmasının bir başka yerinde ise şunları söylemektedir Afşin’deki mağara hakkında: “…..Gezdiğim Ashab-ı Kehf ile ilgili yerlerden hiç birinde bu kadar kapsamlı faaliyet görmedim. Ben Afşin’e ilk defa geliyorum. Afşin’deki bu muhteşem mimari faaliyeti bu muhteşem mimari şaheserleri görünce şaşırdım doğrusu……”[6]
İslamoğlu; “….Birçok Ashab-ı Kehf yerini çok detaylı ve ayrıntılı inceledim. Amma ben bu kadar muhteşemini görmedim (…..) Afşin’deki bu muhteşem mimari faaliyeti bu muhteşem mimari şaheserleri görünce şaşırdım doğrusu……” Derken aynı zamanda; Ashab-ı Kehf’in yaşadığı mevkilere dair araştırma yaptığı yerler içerisinde Afşin’deki mağaranın olmadığını, “….Ben Afşin’e ilk defa geliyorum…..” diyerek,istemeyerek de olsa da ifşa etmiş olmaktadır.
Demek ki, Tefsir veya Siyer literatüründe kale bile alınmadığı için geçmişte İslamoğlu hocanın da kale alıp incelemediği bu mağara; Hocanın talebesi olan Afşin’li “Kur’an halkaları” tarafındanbu beldeye davet edilip, program vesilesiyle mağarayı görmesinden sonra, hocanın verdiği tamamen indî! “…Efes’e de gittim. Efendim… Ama ben bu kadar muhteşemini görmedim. Dolayısıyla buradaki ruhaniyet daha güçlü geldi gibi geldi bana…….” gibi bir görüşle, Kuran’da beyan edilen Ashab-ı Kehf’in sığındığı orijinal mekan olarak ya da olması en muhtemel, kuvvetli mekan olarak ilan edilmektedir.
Değerli hocamız, faraza ilerde Tarsus’taki “Kur’an halkaları”nın davetine uyup da oraya giderse Tarsus’taki “Ashab-ı Kehf”! mağarası için ne diyecek merak ediyorum(!) M. İslamoğlu, ilmi olmayan ve tamamen indî yorumlarını bu sefer de Tarsus için mi sarf edecektir?  “….Birçok Ashab-ı Kehf yerini çok detaylı ve ayrıntılı inceledim. Amma ben bu kadar muhteşemini görmedim….”  Muhteşemlik neyle ölçülür? Bakınız hoca muhteşemliği neyle ölçüyor!....
Şöyle diyor M. İslamoğlu hoca, Afşin mağarasının ruhu(!) ve cesedi(!)hakkında: “ Ashab-ı Kehf’i bir kenara çekelim, burada muazzam bir tarih yatıyor. Selçukluyu her rengiyle taş taş, kubbe kubbe, kemer kemer, kapı kapı, burada işlemişler. Afşinde Selçuklu…. Yani değil bir seda veriyor, Selçuklu ona yankı veriyor…..”
Hoca, mağaranın Selçuklular tarafından yapılan resterasyonunu parlatarak(!) Afşin mağarasını övüyor. Yani mağaranın muhteşemliği; Selçuklu’nun, mağaraya döşediği “taş, kubbe, kemer ve kapı”sı olmakta. Peki soralım! Ashab-ı Kehf buraya sığındığında bunlar var mıydı? Veya bu muhteşemlikler(!) sonradan onlar tarafından mı yapıldı?
Realiteye bakalım! Ashab-ı Kehf’in, zulmünden kaçtıkları Romalı’lar nerede?.... Selçuklular nerede?.... Kur’an’ın anlattığı zalimlerden sığınılan basit! bir mağara mı, yoksa Selçuklu’nun “….taş taş, kubbe kubbe, kemer kemer, kapı kapı, burada işle….”diği mimari şaheseri(!) “külliye” mağara mı konu?....
Hoca, Ashab-ı Kehf’in sığındığı mağarayı tasvir veya tefsir etmiyor, “Kur’an halkaları”nın, Selçuklu eseri “külliye” mağarasını, yani cesedi(!) övmekle meşgul(!) Dolayısıyla cesedin Ashab-ı Kehf ile hiç alakası olmayan muhteşemliğinden yola çıkıp, ruhunu –yani Mağaranın Selçuklularca imar edilmesi; Afşinliler tarafından sahiplenilmesi- sebep göstererek hem Afşin mağarasının, Ashab-ı Kehf’in sığındığı orijinal mağara olduğunu/olabileceğini; hem de M. İslamoğlu’nun programda hitabettiği Afşinlilerin, Ashab-ı Kehf olduklarını ilan etmektedir. “….Ve ben burada sizin Ashab-ı Kehf olduğunuza inanıyorum…”[7]  Popülizm adına ne muhteşem(!) gariplikler……
Ne hocanın övdüğü Afşin’deki “külliye” mağara ne de Ashab-ı Kehf ilan ettiği Afşin’li “Kur’an halkaları”, Kur’an’da vasıfları ve faaliyetleri bildirilen Ashab-ı Kehf ve mağaraları ile uyuşmadığı halde İslamoğlu hoca, Popülist bir yaklaşım sergilemekte buraları ve insanlarını Ashab-ı Kehf’in vasıfları ile ilişkilendirmektedir.
Şayet M. İslamoğlu, Afşin’de program yapmasaydı ne Afşin mağarası, ne Afşin’in “Kur’an halkaları”, Ashab-ı Kehf mağara ve halkı olarak onurlandırılamayacaklardı(!) Öyle değil mi?  Hocanın şu sözünü hatırlatalım: “….Ben Afşin’e ilk defa geliyorum. Afşin’deki bu muhteşem mimari faaliyeti bu muhteşem mimari şaheserleri görünce şaşırdım doğrusu……”
Tarsus’lulara bir önerimiz var hemen Mustafa İslamoğlu’nu, Tarsus‘a ve oradaki Ashab-ı Kehf mağarasını görmeye davet ediniz. Kazançlı çıkacaksınız(!)
 
 “Hayat kitabı Kur’an gerekçeli meal tefsir”inde Ashab-ı Kehf mağarasının yeri:
 
                M. İslamoğlu hoca’nın, Afşin mağarası ve Afşin’li “Kur’an halkaları” hakkında sarf ettiği bu sözler ile popülizm yaptığını ve ilim adamı objektifliği ile davranmadığını rahatlıkla söylemek mümkündür. Neden? M. İslamoğlu hoca, kendisine Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinden davet almadan önce yani, elimizdeki ikinci baskısı 2008 yılında yapılmış olan ; “Hayat kitabı Kur’an gerekçeli meal tefsir”inin Kehf suresinin 9. ayetinin dipnotunda “ilmi” ya da “objektif” bir vasıfla olduğuna kanaat getirdiğimiz şu görüşleribeyan etmektedir:  “Ayrıntılı olarak inceleme fırsatı bulduğumuz iki mağaradan Kur’an’ın tasvrine en uygun olanı Kadim Rabim köyündeki bu mağaradır.”[8]
                Nitekim “Vahyin Penceresinden” programının soru cevap kısmında da bu hususun altı, soru soran bir seyirci tarafından şöyle çizilmektedir: “….Siz Eshab-ı Kehf’e ilişkin olarak mealinizde Ürdün’ün gerçekliğinin daha önde olduğunu tespit etmektesiniz……” Soruyu soran Afşin’li “Kur’an Halkaları” talebesi bile İslamoğlu hocanın, meal/tefsirindeki görüşleri ile ilgili kayıtsızlığına şaşırmış olmalı ki, bu durumun altını çizmektedir.
İslamoğlu Ashab-ı Kehf’in “Kadim Rabim”de olduğu kanaatine vardığının beyanı yanı sıra meal/tefsirinde ayrıca bu kanaatini daha da kuvvetlendirmek için herhalde araya araya bulamadığı(!) Sunni âlimleri geçip görüşü kuvvetli bir Şii âlimden referans da göstermektedir. “Çağdaş müfessir Hüseyin Tabatabai’nin görüşü de budur. Ona göre bu olay Sezar Trajan’ın (98 -117) İsevileri hain ilan edip görüldükleri yerde öldürülmeleri fermanını yayınlaması üzerine gerçekleşmiştir.”[9]
 
İslamoğlu’nun “Hayat kitabı Kur’an gerekçeli meal tefsir”indeki görüşünden çark etmesi:  
 
Şimdi sizlere soralım! Siz! İslamoğlu’nun 2008 yılından da önce birinci baskısı yapılan meal/tefsirinde yer alan bu dipnottaki bilgileri okuduğunuzda ne anlıyorsunuz? Amman yakınlarındaki “Kadim Rabim köyündeki” mağaranın, Ashab-ı Kehf mağarası olduğunu. Ya da en kuvvetli veya en muhtemel seçeneğin burası olduğunu, Değil mi? Üstelik Tabatabai’de referanslı(!)
Bence yanılıyorsunuz!... Hocanın yıllar önce yazdığı Meal/Tefsirindeki görüşü, Hilal televizyon stüdyosuna geçince değişiyor(!) “Kadim Rabim” gidiyor yerine “Afşin mağara”sı geliyor. Hem de tamamen indî bir görüşle veya savunmayla.  “…buradaki ruhaniyet daha güçlü geldi gibi geldi bana…….”  
Şimdi soralım!Bu ifadenin neresi objektif? Neresi ilmi? Neresi Kur’anî? Sonradan örülmüş taşlara, yapılmış kubbelere, kemerlere, kapılara bakıp; “….Kur’an’ın tasvrine en uygun olanı Kadim Rabim köyündeki bu mağaradır….” görüşünden hele de Tabatabai gibi güçlü bir referansdan bile es geçip(!) Afşin’li “Kur’an halkaları”na popülizm yapmak ne kadar doğru, ilmi, objektif ve Kur’ani perspektiften değerlendirme veya tefsirdir.
Bakınız! M. İslamoğlu, Ashab-ı Kehf’in sığındıkları mağaranın yeri hakkındaki tezini nereye dayandırıyor. “…..Ben Ashab-ı Kehf buradadır diyene eyvallah diyorum. Olsun varsın. Ne olacak yani. Burada da olsun orada da olsun….”[10]   Konuşmasınınbir başka yerinde ise “…O zaman buraya yatırımı yapan insanların gönlünde ve gözünde de özel bir yeri olsa gerek, biz o insanların gözündeki ve gönlündekini küçümsemek gibi hakka sahip değiliz…..”[11] demektedir. Allah aşkına!bu yaklaşım, bu savunma, ilmi bir yaklaşım veya savunma mıdır?
En uygun, en ilmi, en Kur’anî olan tavır; İslamoğlu’nun meal/tefsirindeki şu “….Kur’an’ın tasvrine en uygun olanı Kadim Rabim köyündeki bu mağaradır….” ifadesi mi? Yoksa Hilal televizyonundaki “Vahyin Penceresi” programında anlattığı popülist tavırlı “Sarı Saltuk”un “yedi sanduka”lı hikayesine[12]dayalı “…buradaki ruhaniyet daha güçlü geldi gibi geldi bana…….”  Tespit ya da ifadesi mi?
Şayet M. İslamoğlu popülizm yapmayıp, Kur’an’da beyan edilen Ashab-ı Kehf mağarasının orjinalinin “Kadim Rabim”de olduğunu ve bu hususu “Hayat kitabı Kur’an gerekçeli meal tefsir”de serdettiğini açıklayıp bunun sebeplerini anlatsaydı o zaman söyleyecek sözümüz olmayabilirdi. Ancak M. İslamoğlu bu ilmi, objektif duruşu sergilemektense “Afşin mağarası”nın, orijinal Ashab-ı Kehf mağarası olduğu veya bunu ima eder açıklamalarda bulunmaktadır.
Afşin’li “Kur’an halkaları”, İslamoğlu hocanın, Afşin mağarası ile ilgili bu jestini/popülizmini hiç kaçırırlar mı?.. Ashab-ı Kehf’in sığındığı mağaranın Afşin mağarası olduğunu açık açık teyit ettirmek isterler soru-cevap bölümünde…. Bakınız Afşin’li “Kur’an halkaları”ndan olan bir seyirci, M. İslamoğlu’nu nasıl köşeye sıkıştırmakta(!) “Sohbetin başında da Afşin’i diğer yerlerle kıyasladığınızda buranın ruhaniyetinin farklı olduğunu belirttiniz. Şöyle sormak istiyorum. Mesela sizde de Afşin mağarasını gördüğünüzde (…..) Kehf suresini yaşattı mı Afşin, sizde….”[13]
İslamoğlu hoca, televizyon kameraları ve hazır “Kur’an halkaları” seyircileri bulunca doğru, ilmi, objektif görüşü beyan etmektense mugalataya kaçarak Ashab-ı Kehf’in yeri hakkında ilginç ve o derece de anlamsız açıklamalarda bulunuyor. “Bana biri sorsa gerçek Ashab-ı Kehf nerde?.... Ben derim ki, biraz daha bekle ölünce öğreneceğiz. Ölünce öğreneceğiz…. Kesinlikle öğreneceğiz… Kesinlikle ölünce… Bazı şeyleri ölünce öğrenmek çok hoşuma gidiyor…..Bazı şeyleri ölünce öğrenelim….”[14]  Ne kadar acayip ve bir o kadar da anlamsız ifadeler değil mi?
Şimdi hocaya soralım! Ölünce öğrenilmesi gereken ya da teşbihen öğrenilmesi mümkün olmayan bir mevzu hakkında neden detaylı araştırma yapıp bunlara dayalı yorumlar yaparak, yerler bildiriyorsunuz? Mesela “Ayrıntılı olarak inceleme fırsatı bulduğumuz iki mağaradan Kur’an’ın tasvirine en uygun olan Kadim Rabim köyündeki bu mağaradır…..”[15]. Ya da “….Dolayısıyla buradaki ruhaniyet daha güçlü geldi gibi geldi bana…….”[16] gibi….
Yine sormak lazım!... Ölünce öğrenilecek bir mevzu ahirette ne işe yarayacaktır? Mekânların berhava olduğu, bilgilerin resetlendiği! yalnızca amel-iman ilişkisinin sorgulandığı bir yerde Ashab-ı Kehf mağarasının yeri kimin işine yarayacaktır?
Programın başından beri Ashab-ı Kehf’e dair tarihsel verileri sıralayan İslamoğlu, Ashab-ı Kehf’in sığındığı mağarayı, Afşin’liler’in yaşadığı yerde bulunan mağara olarak açıkça ilan etmeye yanaşmayıp buna mukabil “Hayat Kitabı Gerekçeli Meal Tefsir”indeki objektif görüşünü de savunamayınca, topu taca(!) atmaktadır. “….Bazı şeyleri ölünce öğrenmek çok hoşuma gidiyor…..Bazı şeyleri ölünce öğrenelim….”  Haydaaa!....
 
Sonuç:
 
Değerli M. İslamoğlu! O halde, ölünce öğrenilebilecek bir mevzu –Ashab-ı Kehf’in mağarasının yeri için neden Kadim Rabim, Afşin, v.s diyerek-  insanları boşuna oyalıyorsunuz?.... Bundan önemlisi Ashab-ı Kehf hakkındaki “….Bazı şeyleri ölünce öğrenmek çok hoşuma gidiyor…..Bazı şeyleri ölünce öğrenelim….” görüşünüzü daha evvel “Hayat Kitabı Gerekçeli Meal Tefsir” kitabınızın dipnotunda da belirtseydiniz ya!.....
Değerli hocam! karar verin; Ashab-ı Kehf mağarası, Amman’daki Kadim Rabim’de mi? Yoksa Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde mi? Yoksa bunun cevabı ahrette mi? Lütfen! sorumuza cevap verirken bize de popülizm yapmayın(!) Topu da taca atmayın(!)
 
 

Cengiz Duman
Araştırmacı-Yazar
 
 
 
Dipnotlar:


[1] http://www.hilaltv.org/yeni/programs.php?id=3
[2] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ
[3] http://www.haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=11368
[4] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (A bandı, zaman 10.50-11.23)
[5] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (A bandı, zaman 23.56-24.25)
[6] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (C bandı, zaman 24.25-25.36)
[7] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (C bandı, zaman 24.15-24.20)
[8] Mustafa İslamoğlu, Hayat kitabı Kur’an gerekçeli meal tefsiri, s.556, İstanbul-2008.
[9] Mustafa İslamoğlu, A.g.e, s.556, İstanbul-2008.
[10] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (A bandı, zaman 24.50-25.00)
[11] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (C bandı, zaman 25.10-25.36)
[12] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (A bandı, zaman 24.36-25.48
[13] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (C bandı, zaman 21.20-22.30)
[14] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (C bandı, zaman 28.00-28.10)
[15] Mustafa İslamoğlu, A.g.e, s.556, İstanbul-2008.
[16] http://www.hilaltv.org/yeni/videos.php?catid=4&catname=VAHYİN PENCERESİ; (A bandı, zaman 23.56-24.25)
 

     CENGİZ DUMAN

        ARAŞTIRMACI -
                  YAZAR


B
İRİNCİ BASKISI, 2011, İKİNCİ BASKISI
 
2015 YILINDA EKİN YAYINLARI TARAFINDAN
YAYINLANAN, KUR’ÂNKISSALARININ TARİHSELLİĞİ;
2013 YILINDA PINAR 
YAYINLARI TARAFINDAN YAYINLANAN,
KUR’ÂN 
PERSPEKTİFİNDEN ÜÇ KRAL İKİ PEYGAMBER;
2015 YILINDA SÜLEYMANİYE VAKFI YAYINLARI
TARAFINDAN YAYINLANAN,   KUR’ÂN PERSPEKTİFİNDEN
 ZÜLKARNEYN VE YE’CÛC ME’CÛC, İSİMLİ ÜÇ KİTABIN
YANISIRA; İNTERNET ORTAMI ÜZERİNDEN YAYINLANAN
 “DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL” VE
 “MECUSİLİK/ZERDÜŞTLÜK DİNİ” İSİMLİ İKİ E-KİTAB’LARIN
YAZARIDIR. KUR’ÂN-I KERÎM KONULARI, KUR’ÂN KISSALARI
 VE TEVRÂT - İNCÎL KISSALARI BAĞLAMI ÜZERİNDEKİ ÇOK
 YÖNLÜ ARAŞTIRMALARI, TÜRKİYE’DEKİ ÖNDE GELEN
İSLÂMİ DERGİLER VE İNTERNET ÜZERİNDEKİ ÇEŞİTLİ
İSLÂMİ WEB SİTELERİNDE HALEN YAYINLANMAKTADIR.
AYNI ZAMANDA “WWW.KURANKİSSALARİ.COM“ VE
 “WWW.KURANKİSSALARİ.TR.GG” WEB SİTELERİ
MODERATÖRLÜĞÜNÜ SÜRDÜRMEKTEDİR.
 
* KİTAP *  




*E-KİTAP*


 
 
 
DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL

Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol