HZ. EYYUB'UN RESULLÜĞÜ
a-Kur'anâ göre Eyyub'un(a.s) resullüğü
Kur'an-ı Kerim, Hz. Eyyub'u peygamber olarak tanımlamakta ve Kur'an'da yer yer kıssaları anlatılan diğer resuller silsilesi içerisinde sıralamaktadır. "Ve vehebnâ lehû ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe), kullen hedeynâ ve nûhâ(nûhan) hedeynâ min kablu ve min zurriyyetihî dâvude ve suleymâne ve eyyûbe ve yûsufe ve mûsâ ve hârûn(hârûne) ve kezâlike neczîl muhsinîn.Ve zekeriyyâ ve yahyâ ve îsâ ve ilyâse, kullun mines sâlihîn.Ve ismâîle velyesea ve yûnuse ve lûtan, ve kullen faddalnâ alel âlemîn" "Biz, (İbrahim) O'na İshak ve Yakub'u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh'u ve O'nun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola iletmiştik; Biz iyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız. Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi. İsmail, Elyesa', Yunus ve Lût'u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık."[i]
Kur'an, Hz. Eyyub'u peygamber olarak beyan etmesine mukabil; Eyyub'un(a.s) peygamberliğinin detayları hakkında bilgi sunmamaktadır. Mesela, Eyyub(a.s) ne zaman resul olmuş, Hangi kitapla amel etmiş? Allah'ın mesajını kimlere ulaştırmış? Kavminin itikadî durumu nedir? Toplumuna neleri tebliğ etmiştir? Bu gibi soruların cevabı yoktur.
Kur'an, Hz. Eyyub'un peygamber kimliğinin yanında karakterini de şöyle tarif etmektedir. "Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi."[ii]
Bunun yanı sıra Tevrat'ta anlatılan Eyyub kıssasının anlatımlarını, Kur'ani bakış açısıyla yorumladığımızda; Hz. Eyyub'un, Tevrat ahkâmını uygulayan ve buna göre resullüğünü ikmal eden, doğruluk, Allah'a tam teslimiyet, sabır gibi güzel hasletler sahibi ve örneği bir şahsiyet olduğu çıkarımında bulunabilmekteyiz.
b- Tevrat ve İncil'e göre Hz. Eyyub'un peygamberliği
Kur'an'daki bu tanımlamaya mukabil Yahudi ve Hıristiyan kaynakları onu peygamber olarak kabul etmezler. Hz. Eyyub, Yahudilerce bir peygamber değil, "aziz" olarak tanınan biridir. Yahudi kaynakları Eyyub’u; “…zengin, çok dindar ve dik başlı biriydi….”[iii] Diye tanımlamaktadır.
Tevrat'ın Hezekiel kitabında Hz. Eyyub'un doğru ve dürüstlüğüne şöyle değinilmektedir: "şu üç adam - Nuh, Daniel, Eyüp - orada olsalar bile, doğruluklarıyla ancak kendi canlarını kurtarabilirler. Rab Yahve böyle diyor."[iv] Tevrat'ın, Apokrif kitaplardan Sirak'ta ise; "O Eyüp'ü de anımsadı, Çünkü doğruluk yollarında yürüdü."[v] Denilerek Hz. Eyyub'un dürüstlüğü vurgulanmaktadır.
Talimi İncillerden olan Yakup kitabında; Hz. Eyyub'un hastalıklara sabrı ve Allah'ın ona rahmeti hatırlatılmaktadır: "Sıkıntıya dayanmış olanları mutlu sayarız. Eyüp'ün nasıl dayandığını duydunuz. Rab'bin en sonunda onun için neler yaptığını bilirsiniz. Rab çok şefkatli ve merhametlidir."[vi]
Yahudi ve Hıristiyan teolojisinde yer alan Hz. Eyyub'un kişiliğine dair bütün bu olumlu anlatımlara rağmen ne Tevrat ve ne de İncil'ler, onun peygamber olduğuna dair bir ifadede bulunmazlar. Buna mukabil Tevrat'ı teşkil eden 39 kitap arasında müstakil bir “Eyyub” kitabı bulunmaktadır.
Yahudi ve Hıristiyan teolojisine göre; Hz. Eyyub, hem bir peygamber hem İsrail oğullarından kabul edilmemesine rağmen kıssasının, Tevrat'ta, hem de bir kitap olarak yer alması, Yahudi mantığınca şu şekilde yorumlanmıştır: “Eyüp kitabı da bize aynı zamanda Azizlerin Yahudi olmayan milletlerin hâkim ve adil olanları arasında bulunabileceğini bildirir.”[vii] Bu satırlar hem Hz. Eyyub kıssasını kabul ederken hem de resullüğü ve İsrail oğulları etnik kökeninden olmadığını ancak onun dini bir mertebe sayılabilecek "Aziz" statüsünde; doğru, dürüst, dindar, abid bir kişi olduğunu belirtmektedir. Kur'an ile tezat olan bu durum, Tevrat ve İncil'lerdeki muharreflik olgusunun bir yansıması olduğunun altını bir kez daha çizelim.
Şimdi Eyyub kitabının, Tevrat kitapları arasında yer alması gerçeği üzerinde duralım. Tanah(Tevrat); Torah, Nebim, Ketuvim olarak üç bölüme ayrılmaktadır. Ana kitap yani Tevrat, Yahudilerce Torah(Tora) adı verilen bölümdür. Beş kitaptan oluşmaktadır. Tora'dan sonra gelen Nebim ve Ketuvim’den ”Meydana gelen koleksiyona “Kutsal yazıt” denmekle beraber Tevrat’tan sonra gelenlerin kutsallığı ikinci derecedir.”[viii]
İkinci derecede kutsal bölümlerden olan Nebiim’de “Önce ilk peygamberler (Yeşu, Hâkimler, Samuel ve krallar), sonra üç kitap (İşaya, Yeremya, Ezekyel)ve sonra da oniki küçük peygamber gelir. (Hoşea, Amos, Yoel, Obadya, Yonat, Mika, Nahum, Habakkuk, Zefaniye, Haggay, Zekeriya ve Malaki)” [ix] isimli peygamberlerin kitapları yer alır.
Eyyub kitabı ise Ketuvim (yazılar) adı verilen üçüncü ve son bölümde yer almaktadır. Bundan da anlaşılacağı üzere; Kur’an’ın resul olarak belirttiği Hz. Eyyub; Tevrat ve onun tâbileri Yahudiler tarafından, İsmail, Harun, Lut, Şuayb peygamberlerde olduğu gibi bir resul olarak değil, özellikli, dindar ve örnek abid, aziz bir kişilik olarak vasıflandırılmaktadır.
c-Eyyub peygamberin mesajları:
Bu alt başlık altında sizlere, Tevrat'ın, Eyyub kitabında yer alan, İslami kaideleri örnekleyerek, bu kaidelerin geçmiş kitaplar ve son kitap Kur'an'ın mesajı arasındaki uyumu ve İslam peygamberlerinin ortak mesajını gündemleştireceğiz.
Hz. Eyyub'un ağzından verilen Allah inancına dair anlatımlar:
"Tanrı'nın derin sırlarını anlayabilir misin? Her Şeye Gücü Yeten'in sınırlarına ulaşabilir misin?Onlar gökler kadar yüksektir, ne yapabilirsin? Ölüler diyarından derindir, nasıl anlayabilirsin? Ölçüleri yeryüzünden uzun, Denizden geniştir."[x] "Beni ana karnında yaratan onu da yaratmadı mı? Rahimde bize biçim veren O değil mi?"[xi] "Tanrı'nın önünde ben de tıpkı senin gibiyim, Ben de balçıktan yaratıldım."[xii] "Her yaratığın canı, Bütün insanlığın soluğu O'nun elindedir."[xiii] "Ama sana şunu söyleyeyim, Bu konuda haksızsın. Çünkü Tanrı insandan büyüktür.İnsanın hiçbir sözüne yanıt vermiyor diye Niçin Onunla çekişiyorsun?"[xiv] "Oysa ben Tanrı'ya yönelir, Davamı O'na bırakırdım.Anlayamadığımız büyük işler, Sayısız şaşılası işler yapan O'dur.Yeryüzüne yağmur yağdırır, Tarlalara sular gönderir.Düşkünleri yükseltir, Yaslıları esenliğe çıkarır. Kurnazların oyununu bozar, Düzenlerini gerçekleştiremesinler diye. Bilgeleri kurnazlık yaparken yakalar, Düzenbazların oyunu son bulur.Gündüz karanlığa toslar, Öğlen, geceymiş gibi el yordamıyla ararlar.Yoksulu onların kılıç gibi ağzından Ve güçlünün elinden O kurtarır. Yoksul umutlanır, Haksızlık ağzını kapar. "İşte, ne mutlu Tanrı'nın eğittiği insana! Bu yüzden Her Şeye Gücü Yeten'in yola getirişini küçümseme. Çünkü O hem yaralar hem sarar, O incitir, ama elleri sağaltır."[xv]
Yeniden dirilmeye dair ifadeler: