MAVİ MARMARA GEMİSİ SİYONİZM’İ KÖŞEYE SIKIŞTIRDI
MAVİ MARMARA GEMİSİ SİYONİZM’İ KÖŞEYE SIKIŞTIRDI
 
 
 
 
Denizcilik terimleri her zaman hoşuma gitmiştir. Kendine özgü, kısa ve veciz ifadelerle olayları anlatan bu denizcilik terimlerden bir tanesi de “Mahmuzlama” deyimidir. Denizcilikte bir savaş tekniği ve deyimi olan mahmuzlama; Su üstü savaş gemisine veya su yüzüne çıkan denizaltıların su üzerindeki gövdesine; su üstü savaş gemisinin, burun üst ve alt kısmı ile vurularak hasar aldırma veya batırılması ameliyesine “Mahmuzlama” denilmektedir.
Çok etkili olan bu savaş tekniği, ilk çağlardaki deniz savaşlarında da savaşan gemiler arasında uygulanan meşhur bir savaş yöntemidir.
Meşhur! Ben Hur filminde, Ben Hur’un, Roma Amirali ile birlikte denizde kurtuldukları sahnenin öncesinde; Roma düşmanı geminin, Ben Hur ve Romalı Amiral’in bulunduğu Amiral geminin mahmuzlandığı görülür. Bu etkili vuruşun etkisiyle Roma’nın Amiral gemisi derhal batar.
Mavi Marmara gemisinin Siyonist İsrail’e verdirdiği tahribata baktığımızda denizcilikteki “Mahmuzlama” deyimi çok uygun görülüyor.
Evet! Siyonistler, Ben Hur filmindeki Roma Amiral gemisi gibi batmasalar da Mavi Marmara’dan aldıkları müthiş darbe ile batmanın ilk aşaması, derin bir yara almışlar ve gemilerine Akdeniz’in sıcak ve tuzlu suları dolmaya başlamıştır. Siyonistlerin akıbetleri belli olmuştur. Tüm dünyadan tecrit.
 
****************************
 
“Haksözhaber” web sitesi “Düşünce platformu”nda 16 Şubat 2009 tarihinde yayınlanan “Siyonist General’in Sözleri Işığında Türkiye İsrail İlişkilerinin Geleceğine Bir Bakış” başlıklı yazımız şu tespitlerle bitiyordu. “O halde gelecek günlerde İsrail ve Türkiye arasında gerilim tırmanacaktır. Bunun ilk işareti Siyonist general ağzından verilmiştir. (….) Başbakan Erdoğan’ın, dış politikada gelecek gün ve aylardaki bu durumu öngördüğünü kabul ettiğimizde neden Davos’ta “Kasımpaşalı” figürünü işlediğini daha iyi anlamak mümkündür. Türkiye yol ayrımındadır ve önce blöf yaparak kendisini köşeye sıkıştıranlara yüzlerini tırmalayabileceği mesajını vermiştir. Hem ABD, hem AB, hem de İsrail’e… Gelecek günler Türkiye için; geçmişte İsmet İnönü’nün, ABD’ye posta koyup geri adım attırdığı “yeni bir dünya kurulur bizde orada yerimizi alırız” özdeyişini! Masaya koyabileceği günlere gebedir. Bizce Türkiye’nin dış politika geleceğindeki bu konjonktür, İslam’i gelişmeler ve İslam dünyası ve onun mütemmim cüz’ü Türk dünyası için de özellikle Türkiye açısından da hayırlı olacaktır kanaatindeyiz.”
Mezkûr yazımıza yorum yapan bir kardeşimiz şöyle diyordu: “Çok iyimsersiniz Cengiz Bey... Ama inşallah dediğiniz gibi olur. Emperyalistler safından ayrılır Türkiye. Direniş saflarına katılır...”
Üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçen bu yazımızdaki tespitlerimizin haklılığı; Türkiye Cumhuriyeti başbakanı Tayyip Erdoğan’ın, meclisteki AKP gurup toplantısında bir kere daha doğrulanmıştır.
Türkiye pasif dış politikadan vazgeçmiştir. Artık bilinmelidir ki, pasif dış politikalar Türkiye’nin birliğinin aleyhine çalışmaktadır. Bölgenin gerçekleri ile uyuşan aktif politikalar aynı zamanda Türkiye’nin geçmişine sahip çıkmasını da gerektirmektedir.
Türkiye, Adriyatik’ten Çin seddine Arabistan’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyadaki Osmanlı hinterlandına hitap eden Osmanlı bakiyesi bir devlettir.
Türkiye’nin üreteceği reel politikalar, bu hinterlant üzerindeki Osmanlı bakiyesi topluluklar ve devletlerce de benimsenecek ve desteklenecektir.
 
******************************
 
İran ile yapılan “Uranyum takası” anlaşması, Suriye sınırlarındaki mayınlı arazilerin temizlenerek, vizelerin kalkması ve Suriye ile gelişen ilişkiler; Hamas’a açık destek, bu olumlu aktif ve reel politikaların bir sonucudur.
Mavi Marmara gemisine Siyonist İsrail komandolarınca yapılan hain saldırı, Türkiye’yi reel ve aktif bir dış politika kulvarına tamamen sokmuş bulunmaktadır. Türkiye’nin birliği bu politikalardan geçtiği ve en iyi savunmanın çok daha uzaktan başlayan bir hamle olduğu anlaşılmıştır. Türkiye’nin birliği Gazze ve Filistin’in özgürlüğünden geçmekte olduğu ayan beyan anlaşılmıştır.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri bakanı Davutoğlu’nun, İsrail’e gösterdiği sert tepkiler aslında zımnen A.B.D ve A.B’ye gösterilmiştir. Bölgede artık İslam’i gelişmelere ivme kazandıracak bir süreç başlamıştır. Bu süreç Siyonizm’in ve onların işbirlikçisi Küresel küfür güçlerini daha da geriletecektir. Buna mukabil İslami gelişmeler hızlanacak Filistin’de Hamas, Mısır’da Müslüman kardeşlerin etkileri giderek artacak ve zalim Arap rejimlerini zorlatacaktır.
Ortadoğu’da, Türkiye ve İran’ın başı çektiği, Küresel güçler karşıtı zemin, en azından sömürülen ülkeler ve halklarının zulümden kurtulmalarını sağlayacaktır kanaatindeyiz.
 
*****************************
 
Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin, dış politikada “One minute” ile başlayan ve giderek artan, Siyonist İsrail, A.B.D ve A.B küresel güçlerine karşı direnişinin; Türkiye içerisindeki, bu Küresel güçlerin piyonu olan Ergenekon oluşumu ile de sürdürülmesi gerekmektedir.
Küresel güçler ve Siyonizm’in Türkiye içerisinde tek dayanağı Ergenekon kalmıştır. Ergenekon’un içerdeki tek ayağı da Anayasa değişikliği referandumu’dur. Ergenekon ve destek güçleri, bu referandum süreci ve ardından yapılacak genel seçimlerde AKP’yi hedef alacaktır.
Bu yüzden bölgedeki reel politiği, Küresel güçler aleyhine yönlendiren Başbakan ve Hükümetinin geriletilmesi için Anayasa değişikliği referandumu ve arkasından gelecek seçimlerde AKP’nin mağlup! Edilmesi veya geriletilmesi Küresel güçler ve Ergenekoncu güçlerin hayatiyeti açısından elzemdir.
Mavi Marmara gemisinin Siyonistlere vurduğu müthiş darbe; Türkiye’deki Anayasa değişikliği referandumu esnasında Ergenekoncu güçlere de vurulması, aynı zamanda bölgedeki Küresel güçlere de darbe vurmak anlamına gelecektir.
Siyonizm’e ve Küresel küfür güçlerine bir “Mahmuzlama” ameliyesi de; ilerleyen süreçte Türkiye’de gerçekleştirilecek olan Anayasa değişikliği referandumunda lazımdır.
 
 


02.06.2010
Cengiz Duman
Araştırmacı-Yazar
 

     CENGİZ DUMAN

        ARAŞTIRMACI -
                  YAZAR


B
İRİNCİ BASKISI, 2011, İKİNCİ BASKISI
 
2015 YILINDA EKİN YAYINLARI TARAFINDAN
YAYINLANAN, KUR’ÂNKISSALARININ TARİHSELLİĞİ;
2013 YILINDA PINAR 
YAYINLARI TARAFINDAN YAYINLANAN,
KUR’ÂN 
PERSPEKTİFİNDEN ÜÇ KRAL İKİ PEYGAMBER;
2015 YILINDA SÜLEYMANİYE VAKFI YAYINLARI
TARAFINDAN YAYINLANAN,   KUR’ÂN PERSPEKTİFİNDEN
 ZÜLKARNEYN VE YE’CÛC ME’CÛC, İSİMLİ ÜÇ KİTABIN
YANISIRA; İNTERNET ORTAMI ÜZERİNDEN YAYINLANAN
 “DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL” VE
 “MECUSİLİK/ZERDÜŞTLÜK DİNİ” İSİMLİ İKİ E-KİTAB’LARIN
YAZARIDIR. KUR’ÂN-I KERÎM KONULARI, KUR’ÂN KISSALARI
 VE TEVRÂT - İNCÎL KISSALARI BAĞLAMI ÜZERİNDEKİ ÇOK
 YÖNLÜ ARAŞTIRMALARI, TÜRKİYE’DEKİ ÖNDE GELEN
İSLÂMİ DERGİLER VE İNTERNET ÜZERİNDEKİ ÇEŞİTLİ
İSLÂMİ WEB SİTELERİNDE HALEN YAYINLANMAKTADIR.
AYNI ZAMANDA “WWW.KURANKİSSALARİ.COM“ VE
 “WWW.KURANKİSSALARİ.TR.GG” WEB SİTELERİ
MODERATÖRLÜĞÜNÜ SÜRDÜRMEKTEDİR.
 
* KİTAP *  




*E-KİTAP*


 
 
 
DİNLERDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL

Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol