"Hilal Tv'de Gelişmeler" Başlıklı Yazıya Gelen Bir Değerlendirme Üzerine
Düşünce platformunda yazdığımız "Hilal TV'de Gelişmeler" başlıklı yazımız üzerine, bu yazının okuyucu formunda Hilal TV'nin çeşitli yönleri ile tartışıldığı veya değerlendirildiği olumlu bir platform oluştu.
Bu tartışma veya değerlendirme yazıları içerisinde dikkatimizi çeken bir eleştiri veya değerlendirme yazısı ise Şükrü Hüseyinoğlu kardeşimize ait olanıydı. Hem bizim yazımızın muhteviyatını ve hem de Hilal TV yöneticilerini konu alan bu yazıda şöyle diyor Ş. Hüseyinoğlu kardeşimiz: "…Hilal TV üzerine yapılacak değerlendirmelerin, bu kanalın teknik veya muhteva olarak zenginleştirilmesi vs konularından ziyade, kanal kurulurken deklare edilen "Kurucu Metin"e sadık kalınıp kalınmadığı üzerinde yoğunlaşması daha isabetli ve işlevsel olacaktır…"
Bu tespiti iki ana başlıkla kategorize ederek buna dair görüşlerimizi belirtelim ya da değerlendirmelerimizi yapalım. Yazıdaki birincisi husus, Hilal TV'nin, muhteva ve teknik olarak değerlendirilmesinin gereksiz veya çok önemli olmadığı; ikincisi ise "…kanal kurulurken deklare edilen "Kurucu Metin"e sadık kalınıp kalınmadığı…"nın sorgulanması gerekliliğidir.
Her şeyden önce "Kurucu Metin" gibi bir olguyu ne okumak aklımıza geldi ne de bilgimiz olmadığı için bunun üzerinde bir değerlendirme yapmak gerekliliği.. Öncelikle bunu samimiyetle beyan edelim.
Hilal televizyonunu yayına başladığından beri izleyen biri olarak ve "kendimizden" bir müessese gördüğümüzden, programlarını ortak değerlerimiz üzerinden izleme ve değerlendirmeye çalıştım.
Bunu yaparken, Haksözhaber web sitesi "düşünce platformu" köşesinde son yazımla beraber üç ayrı yazı yayınladım. Hilal TV programlarında gördüğüm olumlu veya olumsuz durumları tüm kamuoyu ya da en azından İslami kamuoyuna ve de Hilal TV yönetici ve programcılarına arz ettim.
Bu yazılarımdan birincisi; "Hilal TV'de inancın renkleri" başlıklı, 13 Nisan2009 tarihli; http://www.haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=9784 linkli yazıdır. İkinci yazımız ise "Mustafa İslamoğlu Hocamızın Dikkatine!" başlıklı, 25 Temmuz 2009 tarihli; http://www.haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=11368 linkli yazımızdır. Son yazımız ise bu yazımızdan bir evvel yayınlanan "Hilal TV'de gelişmeler" başlıklı, 29 Ocak 2010 tarihli; http://www.haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=14521 linkli yazımızdır. Linklerini vermiş olduğum yayınlanmış yazılarımın da bilahare incelenerek konu hakkında bir yargıya varılması ideal bir tutumdur diye düşünüyorum.
Bu yazılarımızda gerek programlardan gerek programcılardan gerekse programlardaki konulardan; ortak fikriyatımız bazında olumlu veya olumsuz gördüğümüz yanlardan bahsettik. Amacımız bu TV'de yönetici veya programcı olan kardeşlerimizi çalışmalarında desteklemek, yanılgılarında ise ikaz ederek, yine onlara destek olmaktı. Yani amacımız "eksen kayması" olmadığı müddetçe her halükarda onlara destek olmaktı.
Bu eleştiri veya değerlendirmelerimize Hilal TV yetkilileri veya çalışanlarından olumlu cevaplar veya sinyallerde aldık. Mesela; 14 07 2009 tarihli "İnancın renkleri" sezon sonu programında, son sunumunu yapan sunucu Murat yorulmaz, şahsımıza, programa katkılarımızdan dolayı teşekkür etmiştir. (Bakınız; http://www.hilaltv.org/yeni/izle.php?header=mp3+wma+wmv+encoders+player+flv+codec+
network&id=1095 )
Yine Hilal TV haber merkezinde çalışmaya başladığını öğrendiğimiz, B. Şahin Erdeğer kardeşimizin; mezkûr yazımızın, Hilal haber merkezi çalışanları tarafından olumlu değerlendirildiğini belirten yazısı, "düşünce platformu"ndaki "Hilal TV'de gelişmeler" başlıklı yazımızın okuyucu formunda bulunmaktadır. (Bakınız; http://www.haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=14521 )
Ezcümle biz, Hilal TV'yi izlediğimiz gibi onun olumlu ve olumsuz gördüğümüz taraflarını da hem Hilal TV yönetimi ve çalışanlarına hem de İslami kamuoyuna açıklamışızdır.
Yani hem olumlu yönlerde desteğimizi hem de olumsuz gördüğümüz yanlarında bu olumsuzlukların düzeltilmesi gerekliliğini arz etmişiz. Aynı zamanda bunu İslami kamuoyuna arz ederek onlar açısında da bilgilendirilme işlevini yerine getirdik.
Ancak şahsınızın, bizim, Hilal TV hakkındaki bu gayretlerimizi hafife aldığınızı anlamakta ya da vehmetmekteyim. Bu aşamada şunun sorulması gereklidir diye düşünüyorum. Hali hazırda yayın yapan ve İslami hassasiyetleri gözeten ya da gözettiğini inandığımız bir müesseseyi, bizim açımızdan vakıf olduğumuz olumlu ve olumsuz yönleriyle; "..kanalın teknik veya muhteva olarak zenginleştirilmesi.." zaviyesinden eleştirmemiz mi gerekliydi yoksa önceden bilgimiz ve haberimiz olmadığı ancak sizin beyanlarınızla aşina olduğumuz olumsuzlukları baz alarak bu TV kanalını kale almayıp yok mu saymalıyız. Ya da ne halleri varsa görsünler deyip silip bir kenara mı atalım? Yoksa bunların içimize sokulan bir "Truva atı" olduğunu mu vehmedelim?
Muhakkak ki, "Mevcut kanallar içerisinde bizler açısından tercihe en yakın olanının Hilal TV olduğunu söyleyebiliriz." Sözünüze istinaden; muhtemelen eleştirelim, düzeltmeye çalışalım diyeceksiniz. O halde mezkûr form yazınızda beyan ettiğiniz olumsuzlukları; sizin de yazarı olduğunuz Haksözhaber web sitesi "Düşünce platformu"nda yayınlayacağınız bir yazınızla gündem etmeniz gerekmektedir. Şimdiye kadar bunu yapmamanız büyük bir eksikliktir diye düşünmekteyim.
Belki diyeceksiniz ki, bu işi sizin yazınızın formundaki değerlendirme yazımla yaptım! Bizce bu mazeret, yeterli değil. Çünkü 2007 yılından beri yazmakta olduğunuz bir köşede Hilal TV ile ilgili olumsuz veya hoşnutsuz olduğunuz malum "kurucu metin"e aykırı durumlardan detayları ile bahsederek, bu durumu İslami kamuoyu ile paylaşmamanız ve onları bu olumsuzluklar hakkında aydınlatmamanız hiç de doğru bir davranış değildir.
Hilal TV'deki mezkûr olumsuzluklar hakkında gerçekleştireceğiniz bu gayretiniz, hem Hilal TV yöneticilerini, bahsettiğiniz olumsuzluklara karşı lakayt kalmamaya ve hem de bu olumsuzluklardan haberi olmayan veya dikkat etmeyen bendeniz de dâhil, Hilal TV izleyicilerini uyanık ve seçici olmaya sevk etmiş olacaktır.
Buna mümasil olarak aynı zamanda Hilal TV yöneticileri üzerinde "izleyici baskısı" oluşmasını sağlayarak, olumsuzlukların düzelmesini hem çabuklaştırmış hem de sağlamış olacaksınız. Aksi halde malum olumsuzlukları bir bilen olarak her iki kesime karşı vazifenizi yapmamış olacaksınız, kanaatindeyiz.
Bunun yanı sıra "Gündeme getirilmesi gereken bir başka konu da; "Hilal TV'nin İslami kamuoyunda sevilen bazı yazarlara karşı ambargo uyguladığı yönünde oluşan izlenimlerdir. Bu ne kadar doğrudur, bu tür bir ambargo var mıdır, yok mudur?" diye muğlâk ve kendi kendinize fısıldar şekilde sorular sormaktansa, açık, net ve örneklerin yer aldığı gürül gürül bir yazıyla bunu İslami kamuoyu ve Hilal TV yönetimine arz etmeniz, formdaki yazınızda vurguladığınız gibi "..daha isabetli ve işlevsel olacaktır…" kanaatindeyiz. Gerçekleştireceğiniz bu davranışınız "Bu konular tartışılmalı, bu esaslar üzerine ıslah edici yorumlar yapılmalı." şeklindeki görüşünüzün olumlu bir yansıması olacaktır.
Dolayısıyla bu "..daha isabetli ve işlevsel olacak…" görevin, Hilal TV ile ilgili konulara vakıf ve şahit olan bir Müslüman ve sonrasında televizyon alanında; "Evlerimizdeki Truva Atı: Televizyon" gibi bir kitabın müellifi, konunun bir uzmanı olarak öncelikle sizin üzerinize düşen bir vecibe olduğunu da hatırlatmak gereğini duyuyorum.
Cengiz Duman
Araştırmacı-Yazar