Müzik ile uğraşanlar müziği şöyle tarif etmektedirler: “müzik, duygu, düşünce, izlenim ve tasarımları ve başka gerçeklerin de katkısıyla belli durum, olgu ve olayları, belli bir amaç ve yöntemle, belirli bir güzellik anlayışına göre birleştirerek, biçimlendirilmiş seslerle işleyip, anlatan estetik bir bütündür.”
Herkesin anlayabildiği ve anlayabileceği yegâne dil olarak belirtilen müzik, bu yüzden evrenseldir ve bu sebepten tüm dünya kültürlerinin ve dillerinin tek anlatım ve anlaşma biçimi olduğunu beyan edilmektedir. Hem bireysel hem de toplumsal kültürü ve kültürel özellikleri oluşturan, geliştiren, çeşitlendiren ve zenginleştiren müziğin; ayrıca kültürel unsurların paylaşılması, korunması ve kuşaktan kuşağa aktarılmasında çok önemli bir rol oynadığı tüm otoritelerce kabul edilen bir gerçektir.
Bundan dolayı müzik, parçalanmış olan Türk dünyasının da anlaşma ve birbirlerini anlatma biçimi haline gelmiştir. Memleketimizde müziğin bu işlevini en iyi algılayan kurumlardan biri TRT’dir. Bundan dolayı Türk dünyasına yönelik yayınlarında, müzik programlarına öncelik ve ağırlık verdiğini gözlemlemekteyiz.
TRT kanallarında yayınlanan nefis müzik programlarından ikisi; “Gönülden gönüle” ve “Gönül bağı” isimli müzik programlarıdır. Değişik günlerde ve TRT’nin değişik kanallarında, bilhassa uydu yayını yapan TRT-INT ve TRT-TÜRK kanallarında tekrarları da yapılan bu programları, bırakınız seyretmemeyi bir kısmını kaçırmak bile bendeniz için bir üzüntü kaynağı olmaktadır.
Her iki müzik programının, kaliteli programlar olmaları bir yana; tüm Türk dünyasına hitap etmeleri ve Türk dünyasının değişik seslerini, folklor ve renklerini seyircilerin gündemine getirmeleri, çok belirgin özellikleri olarak öne çıkmaktadır.
“Gönül bağı” programı, uzunca bir süredir TRT’de yayınlanmaktaydı. Bu programın sunucularından olan Sayın İrfan Gürdal, genç yaşına rağmen müzik alanında büyük deneyimler kazanmış ve aynı zamanda müzik üzerinde tecrübe kazanma yanında ilmi olarak da kariyer yapan bir müzisyenimiz. 2003’te H.Ü. Devlet Konservatuarında etnomüzikoloji alanında yüksek lisansını tamamlayarak Etnomüzikolog unvanını almıştır. 1999 yılında Kültür Bakanlığı Devlet Türk Dünyası Müziği Topluluğu'nun sanat yönetmenliğine getirilen Gürdal halen bu görevini yürütmektedir.
Özgeçmişinde; Anadolu dışında yaşayan Türklerin geleneksel müzikleri ve çalgı aletleri konularında birçok araştırmalar yaptığı ve 200’ün üzerinde türkü derlediği belirtilen İrfan Gürdal; 1991 yılında Ali Özaydın ve Cem Gürdal ile birlikte İpekyolu Türk Müziği topluluğunu kurmuş olduğunu görmekteyiz. Kurdukları müzik topluluğu ile dünya üzerinde, Türk unsurlarının bulunduğu tüm bölgelerin müziklerini araştırıp, derleyip ve aynı zamanda bu müzikleri çeşitli konser ve programlar vesilesiyle Türk halkına da icra etmeye gayret etmektedirler.
2004 yılında geleneksel Türk müziğinde atla ilgili türkülerden oluşan “Atın Türküsü” isimli albümünü yayınlayan Gürdal, TRT’de şu anda yayınlanmaya devam eden Gönül bağı isimli programın, Nurhayat GÜNAL ile birlikte sunuculuğunu yapmaktadır. Türk dünyasından müzikler, çalgılar ve çeşitli davet edilen sanatçılarla birlikte çok güzide bir program haline getirilen Gönül bağı programı; Türkiye cumhuriyetinde yaşayan Türkler ile Türk dünyası arasındaki kültür bağını müzikle kurmaktadır.
Gönül bağı müzik programı gibi hemen hemen aynı formatta olan bir diğer yapım olan Gönülden gönüle programıdır. Bu programın yapımcıları arasında da yer alan gönüllere hitap etmesini çok iyi bilen bir “bilge” sanatçı Sayın Bünyamin Aksungur yer almaktadır. Programı, Türk dünyasına ve müziklerine çok yakışan; Kanal 7’deki müzik programından hatırladığımız Adile Kurt Karatepe hanımefendi ile birlikte sunan Aksungur; Gönülden gönüle programında her hafta bir konuyu işleyip; Azerbaycan, Kazakistan, Tataristan, Balkanlar, Kırım ve Anadolu müziklerinden örnekler vermektedir. Bu programda Türk devlet ve topluluklarının yaşadıkları coğrafyalarda söylenen ve okunan ezgilerin birbirleriyle ne kadar “yakın” olduğu sözleriyle, ritimleriyle ve müzikleriyle ortaya konmaktadır. Türk Dünyası’nda söylenen, şarkı, türkü, mahnı, ilahi gibi her türlü müzik çeşitlerinin icra edilmesiyle Türk dünyasının müzik kültürü ve birlikteliği sergilenmektedir.
Dağınık haldeki Türk dünyasının kültürlerini tanıtan, sevdiren, bunlardan haber veren ve bu vesile ile “çoklukta birliği” yansıtan “Gönülden gönüle” Gönül bağı” gibi programların, artarak daha da çeşitlenerek devam etmesi şarttır. Bunun için bu gibi programlar üretmek; ilgili kurumlar, yapımcılar ve müzik icracıları için kaçınılmaz bir vazife ve Türk dünyasının, en azından “kültürde birliği açısından” gereklilik olduğu gün gibi aşikârdır. Gönülden gönüle programının hemen hemen her programının ortak ezgisi olan şu güzel mısralarla yazımızı bitirelim.
“Özbek, Türkmen, Uygur, Tatar, Azer bir boydur.
Kara kalpak, Kırgız, Kazak bunlar bir soydur.”
Cengiz Duman
Araştırmacı-Yazar
|