SOL KANALLARDAKİ BAŞ ÖRTMEME AÇIK OTURUMLARI
Cuma günü, iki ayrı televizyon kanalında, geç saatlerde başlayan iki ayrı açık oturum vardı. Bu kanalların birinde bir İlahiyat doçenti, öbüründe bir İlahiyat profesörü, konuşmacı olarak bulunuyorlardı. İlahiyatçı doçentin yanında ayrıca laikçi bir emekli hukukçu bürokrat, konuşmacı olarak yer alıyordu.
Konuları ve konukları kapıştırmakla ünlü televizyon sunucunun ara gazından! sonra, ilahiyatçı doçentimiz başladı başörtüsü konusunu anlatmaya.. Neymiş efendim Kur’an’da başörtü emri yokmuş.. Ne varmış? Ziynet yerlerini örtmek varmış.. Yani Kur’an’da Nur suresinde yer alan ayetler, başı örtmekle ilgili değil, kadının ziynet yerlerini; göğüs dekoltesi, falan-filan gibi edeb yerlerine dair, bölgelerin örtülmesi ile ilgili emirlermiş...!
Ahzab suresindeki ayet’te yer alan ifadeler ise resul kadınlarının, cahiliye dönemindeki cariyeler gibi, açık-saçık bir şekilde dışarıda dolaşılmayıp, daha örtülü, ölçülü! dolaşmalarının adabıymış...! Zaten bu çağda cariye-mariye’de yok, dolayısıyla örtünmeye gerek de yok demeye getiriyor işi herhalde doçentimiz!.. Sunucunun verdiği ara gazlarla! Birlikte bizim ilahiyat doçenti aldı başörtüsünü diline, dolamadığı bir “baş” kaldı. Başörtüsünü vurdu yerden yere.. Kadın bedeninin, baş hariç, diğer tarafının kapanması gerekliliğinden dem vururken, üst tarafta kalan azıcık bir yer! Başı, açtırıyor bu İlahiyat doçenti. Yahu sayın doçentimiz, orayı da örttürüversen ne olur yani? Yorumuna kurban! eccük daha çekiver şu ziynet örtüsünden, yukarısı da örtülüverecek yaa..! O zaman sorun-morun da kalmaz... Yoook.. Nuh diyor peygamber demiyor, bizim İlahiyat doçenti. İlla başı açacak... Gerici! Yobaz! İlahiyatçılara nazire yapıyor her hal...!
İlahiyat doçenti akademisyenimizin yanındaki laikçi emekli hukukçumuz! da hemen işi kapmış; “tabi efendim! cariyelerin olduğu dönemdeki bir uygulama bu, rahatsız edilmemeleri için..” diye o da başlıyor; aşıklar yarışmasındaki gibi verilen “ayaktan” lafa girmeye.. Vur patlasın çal oynasın..! Dini bütün! İlahiyat doçenti, yolu açtı nasıl olsa, hukuku bütün! Emekli hukukçumuza da laikçi mantıkla “örtünmemenin” hukuki, yasal, anayasal ve çağdaş yaşam yönünden “anlam ve önem”ini anlatmak düştü. Özgürlükmüş, insan haklarıymış bunlar vız geliyor, bizim emekli hukukçu bürokratımıza..! “Laiklik” “Cumhuriyet” elden gider, savlarıyla, illa da yasakçılık ve insanları tehdit!..
Hemen aklıma Şener Şen’in çevirdiği değirmen filmi geldi. Bu filmde karşıt görüşlü birileri oldu mu hemen diğerleri “hazır ol”a geçip bağırıyorlardı. “Padişahım çok yaşa” diye.. Bunun üzerine Karşıt görüşlüler de “hazır ola”a geçip, bütün güçleri ile bağırıyorlardı; “Padişahım çok yaşa” diye.. İsterse “hazır ol”a geçip bağırmasınlar! “Padişahım çok yaşa” diye.. Hemen padişah karşıtlığı ile gammazlanırlardı. Ondan sonra Osmanlı topraklarında, yerlerden yer beğen, zindanlardan zindan.. Şimdi ki benzer moda; onuncu yıl marşı eşliğinde “Laiklik elden gidiyor” ”Cumhuriyet tehdit altında” diye slogan atmak. İstersen karşıt bir şey de.. Ondan sonra; “örtünenler hizaya geeel..!” Aba altından süngü! Sizi gidi gerici! Yobaz! Çağdışı yaratıklar... Laiklik ve Cumhuriyet düşmanları!.. Yoksa! Cısss..! Ne oluyoruz yahu.. Ne alaka.. İstenen, altı üstü bir hak! Bir insan hakkı... Ne laiklik’liği ne Cumhuriyet düşmanlığı...? Bu ne kin, bu ne öfke...?
Hemen öbür kanala geçiyoruz orada neler var diye? Abooo... İlahiyat profesörü zat, almış eline belden yukarısı üryan bir çizgi kadın resmi, gösterip duruyor ekranlara... Bu resimdeki kadının vaziyeti, cahiliye dönemindeki cariyelerin giyim tarzı imiş? Bizim profesör oturup, bu resim için uğraşmış didinmiş, tarihi verilere göre bu resmi çizmiş. Bu resmin tarihi ve arkeolojik değeri de olabilir ha..!
Sakın ola bu resmi, iftiraya uğradığı olaylar esnasında, kaldığı o otel odasında kanalları karıştırırken gördüğü iğrenç görüntülerden! Esinlenmiş olarak çizmiş olmasın? Erotik kanala çevirecek neredeyse solcu-Maocu kanalı... Tövbe... Tövbe...
Bu İlahiyatçı profesörümüze göre; Kur’an’ın örtünme ayetleri kadının ziynet eşyalarını örtme emriymiş, meğer. Gerdana–merdana başka nerelere ziynet eşyası takılıyorsa, işte o bölgelerin örtülmesi gerekiyormuş.. Başın değil..! Malum o devirlerde güvenlik zafiyeti var her yerde polis karakolları, asayiş ekipleri yok. Dolayısı ile Müslüman kadınlar gasp, kapkaç gibi fiillerle incitilmesinler..! Şimdi böyle sorunlar yok, binaenaleyh örtüye de gerek yok demeye getiriyor, İlahiyat profesörü zahir..! Bu arada ağzına geleni saydı sıraladı, vicdansızlıkla, cahillikle suçladı karşıt görüşte olanları, başörtüsünü savunanları..
Gelin görün; başörtüsünü tartışmak ve tartıştırmak nerelere, kimlere kaldı heyhat!... Solcu ve Mao’cu kanallara..
Ve onların “Baş’la gerdan arasında” Araf’ta kalmış “ağzına geleni“ fütursuzca söyleyen, görüşlerinde “Kelaynak” kuşu gibi kalmış İlahiyat hocalarına...! Kendileri söyler, kendileriyle beraber solcular dinler, solcular alkışlar... Bravo size!
Böylelerinin çıktığı televizyon kanallarını lütfen ya “Zap”layın ya da lütfen televizyonlarınızı “örtün”..! Bizim gibi kafanız yorulmasın, asabınız bozulmasın, tansiyon ve şekeriniz yükselmesin. Biz denedik bari siz denemeyin!... Değmez..
Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
|